Nerden başlasam , nasıl anlatsam ki..
Çocukluğumuzun bitişinden genç kızlığımın bitişine kadar anıların doldurduğu sokaklarımız şimdi sessizliğin kıskacında. Arnavut kaldırımlarının yalnızlığı içimi burkuyor. Ayakta kalan evlerin mahzun duruşuna insanın yüreği elvermiyor.
Kızım Feraye ile aynı günde doğduk. 13 Haziran.. Ben 70 yaşına girdiğimden özel bir kutlamayı hak ettiğimi düşünen kız kardeşim ve kızım en güzeli olsun dediler..
Balıkesirde doğulur da bunca yaşı devirmenin keyfi de burada kutlanır dedik..
Hani iyi de ettik..
Kızım İstanbul’dan ben Zeytinli’den kalkıp geldik.
Yeğenim Oğulcan Beyhan’ın bin bir emekle kurduğu ” The Chef’s Company de ilk kutlamanın keyfi bir başka oldu.
Sevinç ile hüzün bir arada böyle oluyor demek ki..
Yeğenim Oğulcan Beyhan , daha dün gibi doğduğun 13 Ağustos.. Bunca zaman ne zaman akıp gitti cancağızım. Tizammmm , deyişin hala kulağımda. Keyifler daim olsun , doğum günün kutlu olsun diyenlere de buradan selam olsun. Rahmetli babanın hayalini kurduğunu sen gerçekleştirdin. Farklı bir anlayışla babanı geçtin diye ailecek gururluyuz. Mekanın hayırlı olsun , Bekir bacanağıma malum olsun.
80 yaşımı da burada kutlamak kısmet olsun diye bir dilek tutayım , sen şimdiden hazırlan gariii..
Balıkesir Martlı mahallemiz..Tavanlı Çeşme..
Suyu kesilmiş..Kurnası çalınmış.. Yan taşı yok olmuş..
Çocukların üstüne çıkıp oturduğu tavanının demirleri meydana çıkmış.. Ağlayacak kimsesi yok .. O çocuk seslerinin yerini yeni inşaatların kazıldığı temellerin beton atılışının hışırtısı var.
Suyunu boşa akıtmayın diyen Nimet ablanın evi de yok artık. Koca inşaat yükseliyor Tavanlı Çeşmenin karşısında. Tavanlı Çeşmemiz de belki bir kaç gün sonra yok olup gidecek..
– Kim bilir ?
70 yaşıma girdiğimin ertesi günü gittim Martlı mahallemize.. Zoraki olsa da gülümseyip poz verdim , içim acıyarak.. Doğduğum evin temelinde İncir Ağacı çıkmış..
Sanki ” ocağınıza incir ağacı dikerim ” der gibi isyanda Tavanlı Çeşme..
Balıkesir memleketim , sen de mi ranta kurbansın şimdi!.
İyi ki babam ve annem görmediler mahallemizin bu halini..
Habersizce inerdi yüreklerine..
Elveda demiyorum yine de..
Tekrar görüşmek üzere Tavanlı Çeşmem..
Martlı Mahallem..
Hoşça kalın , direnin emi..
Direnenler kazansın gariii..
” Eşref abi ” isimli köşe yazımda söz ettiğim , Tavanlı Çeşme’nin ” yan taşını” bile alıp gitmişler. Sırtını dayayıp koltuk gibi dayandığımız o taş da yok şimdi. Eşref abinin iyi ki haberi yok.
Burası genç kızlığımın geçtiği evimiz. Doğduğum evimiz ile arası 20 metre bile yok. Martlı mahallesi 13 numaralı evimiz..Şimdi numarası bile değişmiş..
Bizim güzel mahallemizin güzel insanlarının hiç biri yok aramızda. Biz evlatları buluşuyoruz ara sıra , “Martlının Çocukları ” diye selamlaşıyoruz sosyal medyadan.
Nilgün , Nurcan , Emel , Ayfer, Güzin , Nurdan.. Geriye kalanların nerede ve nasıl olduğunu bilmiyorum..Hüzünle andığım çocukça duygularla selamlar göndereyim buradan , belki okurlar..Ne bileyim , içimden öyle geçiyor.
Kızlar , Martlı’nın Tavanlı Çeşmesinde hanginiz marul yıkıyordu ? Ben biliyorum ama söylemem. Seksek oynarken hanginiz su atıyordu arkasından. Onu da söylemem.. Macuncu geliyor , haydi hep birlikte allı yeşilli olanından .. Cumartesi pazarına giderken yoğurtçu Besim’in dükkanı önünde kimler oturup ,dinleniyor. Yeni Suyun başında kim soluklanıp bir cıgara yakıyor ?
Kim , kim..
Kurtuluş fırınından ekmek almaya kim gidecek ? Bize de bir ekmek al diye kime diyeceğiz ?
Komşularımız , hoş bir sada bırakıp gidenler , Balıkesir Martlı Mahallesinin güzel kadınları , yiğit adamları ve babaları..
Huzurla uyuyun …
Bahçemizdeki toprak küpümüzün yeri bile değişmemiş. Bir fotoğraf çekimliğine giriyorum bahçeye.. İzinsiz hem de..
Hayati ve Lütfiye Köseley, Hasene ve Ahmet Öksüm..Ve mahallemizin Kavas Hocaları..Maksut Beyler.. Erdem abiler.. Narlı Bakkal..Mihriye ve İbrahim Öksümler. Lakaplarıyla andıklarım Fakılar , Ayakkabıcı Salih, Şekerci Orhanlar , Dadanlar .. Daha kimler yok ki.. Gidenlerin ardından mahallemizin camisinin adını bile değiştirmişler..Martlı Camii.. Adına bile saygıyı esirgemişler.. Bir sahipsiz mahalle olmuş buralar..Eyvahhh, çocukluğum , eyvahhh gençliğim.. Merhaba yeni yaşım..
Bunca hüzünden ve içimdeki mahsunluğumu yenmek için Goca Saatın önünden vurdum , Ali Hikmet Paşa meydanına , oradan Milli Kuvvetlere..
Ah benim canım memleketim..
Güzel Balıkesir’im..
Bir fotoğraf daha çekin dedim tanımadığım bir genç kıza..
Az ileride Atatürk’ümün Hutbe okuduğu Paşa Camiii..
Korona günlerindeyiz ama , maskemi çıkarıp poz verdim ..
” Ne Mutlu Türküm Diyene ” diye yazmışlar , Ali Hikmet Paşa Meydanına, sağolsunlar.. Varolsunlar.
Ali Hikmet Paşa Balıkesir için çok emek vermiş tarihi bir kişilik.
O, Mustafa Kemal’in askerlerinden olan bir paşa.
Ali Hikmet Paşa soyadı kanunu ile AYERDEM soyadını alır. Balıkesir’e Kolordu Komutanı olarak 1920’li yıllarda gelmiş. Balıkesir’de asker olarak görev yaparken , şehrimizin ekonomisi, kültürel yapısı ve siyasi alanında yaptığı çalışmalarla Balıkesir halkının büyük dostluğunu ve takdirini kazanmıştır.
Balıkesir Atatürk Stadyumu , Çayırhisar Askeri Kışlası , Askeri Hastane, Subay ve Astsubay Ordu evleri, Türk Ocağı Binası ,Tenis Kortu Ali Hikmet Ayerdem Paşa’nın çabaları ile hayata geçirilmiştir. Balıkesirspor Tesisleri ile bir mahalleye de Ali Hikmet Paşa adı verilmiştir. Balıkesir halkı yapılan bunca eserin öncüsü olan Ali Hikmet Paşa’ya vefa borcunu ödemek için , kentin en işlek caddelerinden olan Milli Kuvvetler ile Anafartalar Caddesi ‘ nin kesiştiği yere de Ali Hikmet Paşa Meydanı adı vermiş ve o meydanda resmi olmayan Balıkesirli yok gibidir.
Şimdilerde meydanın güzel konukları güvercinler ve onlara yem atan çocuklar , anne babalar..
***
Sıcacık mahalle kültürümüzün yok olduğuna tanıklık etmenin hüznüyle, yolumu düşürdüm Başçeşme Mezarlığına.
Anılardan geriye ne kaldıysa anlattım, dualar arasında.. Dedeme , Neneme , Babama , Anacığıma, Bekir bacanağıma , Özgüncan’ıma..
Başçeşme Mezarlığının giriş kapısı yeniden yapılıyor.. Yıkılan kapıyı fotoğraflamadığıma üzülüyorum..
Yeğenim , İbrahim Zeki Köseley ile Başçeşmeye veda ederken hüzünlerin arasından seslendim tüm gidenlerimize;
– Bu toprağın güzel insanları anılarda yaşıyorsunuz capcanlı sesiniz , suretiniz canlanıyor hayalimde.
Balıkesir’e dair o bilgelik kokan sözleriniz kulağımda küpe misali. Toprağımızın değerinden söz ederken Köy Enstitüsü ruhu ile bizleri öğütleyen , toprağımızı en iyi Aşık Veysel anlattı , sadık yarimizdir toprağımız diyen babam, bu sözleri onaylayıp başını sallayan anam..
Sizin Balıkesir’i sevdiğiniz gibi.. Toprağınız da sizi sevsin.. Huzurla uyuyun , durağınız uçmağ , ruhunuz şad olsun..
Kuvvacıların ruhlarına okunan her duanın sevabı daha değerlidir diyen Martlı Mahallesinin göçüp gidenleri , sizlere en kalbi dualar gönderdim , ruhunuzun haberi olsun.. Minnettarım..