Bu benim hayatımda çizdiğim ilk ve tek karikatür. Bu karikatürün öyküsünü sayfama şöyle yazmışım .
” Fatma Zehra Köseley’in çizimiyle İbrahim Tapa.
Ünlü karikatürist, Savaştepe İlköğretmen Okulu’ndan sınıf arkadaşım İbrahim Tapa rica etti..” Kardeş benim bir karikatürümü çiz diye..”
Zati adam karikatür gibi . :)
Hayatımda ilk kez karikatür çizdim .:)
Daha çok beğeni istiyom..
Zorla ve hile ile en çok benim çizgim beğenilecek..
Bu benim ilk karikatürüm.. Ama 8 kişi beğenmiş.. Tapa’nın sayfasında… Beğenmeyeni yakarım .”
Sonra da şöyle yazmışım aynı karikatürümü yeniden paylaşıp…
” Tapa , Facebook demiş ki , arkadaşlığınızın 8. yılı kutlu olsun. Aptal Face :) Bilmediğinizi ben diyeyim, Tapa ile sınıf arkadaşlığımız teeee 1962 yılında başladı. Savaştepe İlköğretmen Okulu’nun 1. sınıfında kardeş gibi olduk , taa ki mezun olana kadar. Tüm sınıfımız.. 1-E unutulmaz anılarda neler yok ki.. Daha sümüğümüzü silmeyi bilmeden kardeşliği gurbette yatılı okulda öğrendik. Birbirimizden borç aldık , ama o borcu hiç ödemedik . Hastalandığımızda , arkadaşlığımız , kardeşliğimiz ilaç oldu. Babamın da aralarında olduğu; Savaştepe Köy Enstitülü teyzelerimiz, amcalarımız okulun harcını kardılar, sıvasını yaptılar.. Kiremitlerini döşediler, binaların duvarlarını ördüler.. Bizler hazıra konduk. O canım Köy Enstitülü öğretmenlerimizin elinde oya gibi işlendik. 3 Mustafa Kemal Atatürk’ün ilke ve devrimleriyle yoğrulan bizler, hep iyi insan olma, iyi öğretmen olma yolunda , ayağımıza taş döşeyenlere rağmen başardık.. Türkiyemizin dört bir yanına dağıldık..Aydınlıklara kavuşulsun diye.. Kendi evladımıza sarılır gibi sarıldığımız öğrencilerimiz şimdi koca koca adamlar, saçlarında aklar, ellerimizden sevgiyle öpüyorsa. . Bizler çok şanslıydık mı diyeyim, eyyy Savaştepeden yolu geçen Çınaraltı Çocukları ..
Tapa , Çınaraltı Çocuklarının en meşhuru sen oldun. Karikatürlerini dünya tanıdı. Biz gururlandık. iyi ki varsınız İbrahim Tapa ve sevgili eşin Havva Tapa yolumuz kesiştiği için çok keyifliyim. Bak bu kadar yazdım, sakın şımarmayın.. Hepinize selam eder, sınıf gecemizde buluşuruz gariii .”
Kızı Özgecan Tapa şöyle yazmış babası Tapa’nın ardından.
“Sevgili babamı; dün eş, dost, aile hep beraber, hem gülerek hem ağlayarak uğurladık. Bu dünyadan bir İbrahim Tapa geçti ve yüzlerce ruha, genç insana sevgiyle emek verdi. Hayranı olduğum karikatürcülerin, sanatçıların “Tapa Abi!” dediği, özgün, çılgın, üretken, yaşam yanlısı bir adamdı. Ustalarından öğrendiklerini, çıraklarına sabırla aktardı. İnsanı, kediyi, köpeği, doğayı, renkleri, vosvosları ( benim bildiğim 5 vosvosu vardı) müziği çok sevdi. Gülmeyi güldürmeyi, hayatla dalga geçmeyi bildi. İki tel, bir maşa ile beş dakikada icat yapar, plastiği sevmez ama geri dönüşüm adına plastik malzemelerden kuklalar, maskeler neler neler tasarlardı. Yazlıktaki bir örnek plastik sandalyelere inat, tahtadan domates, biber , patlıcan, kabaklı sandalyeler boyamıştı. 8 numara gözlük takar, 8 cepli yelekler giyer, yanından kalemi, kağıdı, metreyi, çakısını eksik etmezdi. İsviçre çakısı gibi bir adamdı.
“Havva bir, rakı iki, karpuz üç” derdi, kuru fasülyeden başka yemek sevmezdi ama yeşil erikle taze sarımsağın tadına doyamazdı. Bir de turşunun..
Ud, kanun, cümbüş, tef ne bulursa çalar, çalamayınca ‘Kafamı karıştırıyorsunuz bi susun’ diye masadakileri azarlardı.
Özgecan olarak koyduğu ismimden ekonomi yaparak; “Özge, şuradan bir bira kapıver.. “ derdi.
Anneciğimle birlikte, abim ve bana insanları ayırmamayı, adil olmayı, paylaşmayı, okumayı, sorgulamayı, gezmeyi, kocaman sofralarda bir araya gelmeyi, hayattan keyif almayı öğrettiler.
Meslek seçimlerimiz, hayattaki tüm tercihlerimizde sonsuz özgürlük ve destek verdiler. Böyle bir babanın genlerini taşımaktan gurur duyuyor, onu özlem ve sevgiyle anıyorum.
Baba Tapa,
Thank you for the crazy genes! We love you so!”
Tapa 1950 yılında Çanakkale / Biga’da doğdu. Savaştepe İlköğretmen Okulundan mezun olduktan sonra Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksekokulu Grafik Bölümü’nden 1975 yılında mezun oldu. İlk karikatürü Ustura dergisinde yayımlandı. Gırgır, Fırt , Politika, Adam , Gün , Günaydın , Güneş gibi dergi ve gazetede çalıştı. İtalya , Bulgaristan , Yugoslavya , İngiltere , Kanada , Japonya , Belçika ,İran,İsrail ve Küba’da toplu sergilere katıldı.İtalya ( Tolentina ) ve Bulgaristan ( Gabrova ) müzelerinde eserleri sergilenen Tapa, Belçika’da hazırlanan Cartoon 89 takviminde karikatürü yayımlanan tek Türk sanatçısı oldu. İtalya’daki Bordighera – Altın Palmiye yarışmasında jüri özel ödülünü aldı..
***
Önceki sınıf gecemizden ayrılırken, herkes birbirine sarılıp vedalaşıyordu. Sınıf buluşmalarımızın hiç sevmediğim yeri vedalarıdır. Yaşımızı , başımızı yavaş yavaş alırken, hayatın sonuna daha var diye avunsak da, birer , birer gidiyoruz gari…
Tapa ile vedalaşıyoruz,
” eee Fatma Zera, bunca zaman sonra iki günde Savaştepe’nin laflarını bitiremedik. Cennet Koya gel hele, Havva , sen ben , bizim oğlan , o bu şu , cümbür cemaat anlatırız gariii.. Sen de bu gari lafını her yere sokuşturuyon ya, pes gariiii..”
TAPA, huzur içinde , ışıklarda uyu ,durağın uçmağ olsun gariii..