Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) başlattığı “Emek Bizim Söz Bizim” yeni mücadele süreci kapsamında TTB Merkez Konseyi üyeleri Dr. Ali Can Bahadır ve Dr. Kazım Doğan Eroğulları Balıkesir’de ki sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan hekimleri ziyaret etti. Balıkesir Tabip Odası Başkanı Dr. Necdet Uçan ve yönetim kurulu üyelerinin de yer aldığı ziyaretlerde mesleki sorunlar konuşuldu, fikir alışverişinde bulunuldu. Dr. Bahadır ve Dr. Eroğulları kurum ziyaretlerinin ardından Balıkesir Tabip Odası’nda basın toplantısı düzenledi.
Yıllardır sağlıkta dönüşüm programı adı altında yürütülen politikaların, hastaneleri ticarethaneye, hastaları müşteriye dönüştürdüğünü vurgulayan Tabip Odası Başkanı Dr. Necdet Uçan, ” Sağlık Bakanlığı sağlık hizmetlerinde niteliği değil niceliği önceleyen politikalarında ısrara devam etmektedir. Bu anlayışla yönetilen sağlık sistemi toplumun nitelikli sağlık hizmeti alma hakkını ve hekimlik değerlerini yok saymaktadır. Hekimlik yapabilmek için bir hastaya ayrılması gereken muayene süresi en az 20 dakika olarak kabul edilmesine rağmen ülkemizde birçok hastanede bu süre 5 dakikaya düşürülerek hekimlere günlük yaklaşık 100 hasta randevusu dayatılmaktadır. Bu randevular, hekimin isteği ve bilgisi dışında MHRS sistemi üzerinden açılmakta, hekimin hastasına yeterli zaman ayırmasına; halkın nitelikli sağlık hizmeti almasına engel olmaktadır. Hekimlere performans baskısıyla daha çok muayene ve işlem dayatması yapılarak mesleki özerkliğimize müdahale edilmekte, halkın sağlığı tehdit edilmekte, sağlıkta şiddete zemin hazırlanmaktadır. Hastalıkların tanısını koyabilmek için ilk ve en önemli adım, ayrıntılı bir öykü almaktır. Dayatılan 5 dakikada ne kişinin yakınmasını anlayabilmek, ne de yeterli muayenesini yapabilmek mümkün değildir.” dedi.
Uçan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Tıbbi sekreter olmadan çalışmak zorunda bırakılan hekimler tıbbi kayıtların tutulmasında zorluklar yaşayacak, sonraki süreçte yaşanacak en ufak olumsuz gelişmede hekimi zor duruma sokacaktır. Sağlık Bakanlığı ve hastane idarecileri unutmamalıdır ki; malpraktis (*) , bireysel değil sistemsel bir sorundur ve bu dayatma ile hastaların sağlığına yansıyacak olumsuzlukların sorumluluğu kendilerindedir.
Muayene için yeterli zaman tanımamak, hekim hasta ilişkisini birkaç dakikaya sığdırmak; hekimlik meslek etiği ilkelerimiz açısından kabul edilemez ve mesleki özerkliğimize yönelik bilinçli bir saldırıdır. Bu uygulama daha çok istifa, daha çok hekim göçü, daha çok hastalık, daha çok sağlıksızlık, daha çok sağlıkta şiddet getirir. Halk sağlığını ve sağlık çalışanlarının sağlığını tehdit eden bu uygulamalardan hızla vazgeçilmelidir.
Topluma çağrımızdır; dün olduğu gibi bugün de nitelikli sağlık hizmeti taleplerimizde ısrarcıyız ve hekimlik yapmak istiyoruz. Hem hekimlerin hem de toplumun sağlık hakkı için bu uygulamalara itirazı birlikte yükseltelim. Hekimler köle, hastalar müşteri değildir. Sağlıklı yaşam hakkımızdan vazgeçmeyeceğiz:” (balikesir24saat.com)
* Malpraktis; bir meslek mensubunun, mesleğini uyguladığı esnada ortaya çıkan hatalı hareketleri için kullanılır. Tıbbi Malpraktis, ‘Tabibin tedavi esnasında güncel standart uygulamaları yapmama durumu, beceri noksanlığı yahut hastanın tedavisini vermemesiyle gelişen zarar’ biçiminde tanımlanmaktadır.