Başlık üç konu ya..
İlkini yazıyorum..
Gazetecilik mesleğine 70’li yılların başında “maç takibi” ile amatörce ;76’nın başında ise “profesyonel “ olarak başladım.
Geride kalan bunca yıllık süreçte gazetecilerin ve gazetelerin bugünkü kadar “yanlı” ve “meslek etiğinden” yoksun olduğunu görmedim.
Her zaman “yanlı” olanlar ve “meslek etiğine aykırı” hareket edenler elbette oldu.
Ama bugünkü kadar olmadı.
Bugün İktidar tarafından uygulanan taktik ile medya kuşatıldı.
Bir elin beş parmağı kadar gazete ve tv kanalı muhalefet görevini yapmaya çalışırken yüzde 95’i “sahibinin sesi”oldu.
Bütün bunlar olurken gazete tirajları , iktidarın desteğine paralel artması beklenirken ne hazindir ki aşağıya düştü.
Gazeteler okuyucu kaybetti.
Ekranlardaki izlenirlik oranları keza aynı şekilde tersine döndü.
İnsanlar “tek yanlı” yönlendirilmelerden bıktı.
Uyandılar!..
Türkiye’de toplam gazete satışı 3 milyon adet görünse de iş’in aslının hiç de öyle olmadığı bu rakamın yarıya yakınının bedava dağıtıldığı ayan beyan ortaya çıktı.
Marketlerde,terminallerde bedava gazeteler..
Abone adı altında yapılan dağıtımlar..
Hepsi ama hepsi “tükenişin” ayak sesleri oldu.
Pekiii..
Ne ön plana çıktı?..
Sosyal medya!..
Bakın..
“We are social” raporunu size iletiyorum.
Küsuratları da var ama almadım.
Bugün 82 milyonun üzerinde bir nüfusa sahip Türkiye’nin yüzde 72’si yani 59 milyon kişi internet kullanıyor.
Nüfusun yüzde 63’ü yani 52 milyon kişi aktif sosyal medya kullanıcısı…
52 milyon kişi ..
Üç milyon gazete mi , 52 milyon sosyal medya kullanıcısı mı?..
Bir anda milyonlarca kişiye ulaşmak mümkün..
Bir anda çeşitli kanallardan, Facebook, İnstagram, Twitter gibi digital platformlardan “kamuoyu “ oluşturmak mümkün..
Ses kayıtlarını duymak mümkün..
Basına kapalı toplantılarda kimler neler konuşmuş görüntülü olarak izlemek mümkün..
Yarınki gazete yazar diye 24 saat beklemeden hatta anında bilgiye ve görsellere ulaşmak mümkün..
Gizli kapaklı olduğu sanılanlar akıllı telefonlar aracılığı ile anında sosyal medyada..
İşte bu nedenle çağımızın en önemli medya platformu yeni şeklini almış ve el değiştirmiş durumda..
Herkes her şeyin sahibi..
Etik kuralların dışında hareket edenler,manipülasyonlar,bilgi kirliliği burada da istemesek de mevcut..
Ammaaaa…
Doğru kullanılması halinde önünde hiçbir güç etkili olamaz!..
İstediğin kuşatmayı yapsan da..
Müdahale etmek için çeşitli yöntemler olsa da “akan suyun” önünde durmak asla mümkün değildir!..
Nokta!..
Gelelim ikinci konuya…
Bu da birinci konuyla ilişkili..
PİAR ne demek?..
Kısacası “Halkla ilişkiler”
Public relations..
Günümüzün olmazsa olmazı..
İletişim kanalı yöntemleri ve sosyal medya enstrümanları ile yapılan bir çalışma..
Bugünden yarına ışık tutmak gibi..
Yukarıda “We are social “ raporunu iletmiştim şimdi de güvenilir bir kuruluş ve adı PİAR olan “Piar Şirketinin “son çalışma raporunu iletiyorum.
Bir..
İmamoğlu “sade vatandaş” gibi girdiği seçime aynı imajla devam etmeli ancak” yıldızlaşan aday”olarak hata riskine dikkat etmelidir.
İki
Yenilenme kararına verilen toplum tepkisinden pay almak isteyen bazı partili/partisiz kişilerin abartılı söylemlere girip medyanında bunu İmamoğlu aleyhine kullanması riskine de dikkat etmelidir.
Üç
Medya gücünün iktidarda olmasının riski önemlidir.
Dört
İktidar gücünün riski bilinendir.
Beş
Mağduriyet söylemleriyle baş edebilme riski önemlidir.
Bunlar bugünden öngörülen risklerdir.
Benzeri ve farklı riskler Yıldırım içinde mevcuttur.
Seçimin neden iptal edildiğini, ilçe seçiminin neden iptal edilmediğini,bir zarftan çıkan dört oyun üçünün kabul birinin neden reddedildiğini anlatmak zorluğu gibi..
Ancak ;
Tüm avantaj ve dezavantajlar(riskler)değerlendirildiğinde ortaya bakın nasıl bir tablo çıkıyor.
Bir
“Kitle psikolojisi” İmamoğlu’nun lehindedir.
İki
Apolitikler ve Cumhur İttifakı’nın bazı seçmenleri seçimi yenileme kararının ardından daha da kötüleşen ekonomik gelişmelerden sonra İmamoğlu lehine sandığa gitme ihtimali yüksektir.
Üç
Seçmen psikolojisini doğru yöneten taraf , kolay ikna etme yeteneği ile ağır basan İmamoğlu lehinedir.
Dört
Sosyal medya kullanıcılarının etkin ve doğru paylaşımları İmamoğlu lehine önemli bir avantajdır.
Yukarıdaki avantajlarda bir sapma olmazsa 31 Mart’a göre 23 Haziran’da çok daha büyük fark olacaktır.
Nokta!..
Gördünüz mü sosyal medyanın kapsam alanını..
Gelelim üçüncü konuya..
Hepsi birbirine bağlı…
Yukarıda anlattıklarımın tümünü yapanlar ne veya kimler?..
Tabii ki bizleriz..
Yani İNSAN…
Yukarıdaki iletişimleri sağlayan,doğru yapan,yanlış yapan, bilerek veya bilmeyerek yapanlar…
O insan ki..
Bir ANA’nın ,
Kul hakkı yeme
Yalan söyleme
Dürüst ol
Merhametli ol
Yardımsever ol
Adam ol dediği “o”insan..
İşte “o” insanları dünyaya getiren ANA’larımızın bugün (yarın)Anneler Günü..
Elleri öpülesi tüm annelerin günü candan,yürekten kutlu olsun!.
Anne adaylarınında kutlu olsun..
Hepiniz rahat,huzurlu,mutlu olun..
Çünkü;
Sizin bize öğrettiğiniz gibi..
Her şey çok güzel olacak!.
Nokta!..
