24 Temmuz 1923,
Lozan Antlaşması imzalanıyor…
Türkiye Cumhuriyeti Devleti resmen henüz dünyaya ilan edilmemiş…
İstanbul, İngiliz işgali altında…
Edirne’nin yarısı Yunanistan işgali altında…
İzmir’de Yunan askerini denize döken Türk ordusu savaşa hazır halde İstanbul sırtlarında…
Ne diyor yobaz…
Atatürk, Lozan’da Yunanistan devletine verilen 4 milyar frank cezayı affederek, Osmanlıyı satıyor ve Anadolu halkını açlığa mahküm ediyor, diyor utanmaz yobaz…
Gerçek elbette bu değil…
Yunan askeri geri çekilirken her yeri yakıp yıkıyor. Ankara hükümeti bir çalışma yapıyor. Bu çalışma sonucu ortaya çıkan zarar 1 milyon 350 bin lira civarında bir rakam… Bu rapor Lozan da sunuluyor ve kabul ediliyor.
Yunan devleti param yok ödeyemem diyor. Başbakan Rauf Orbay, ısrarla bize para gerekli toprak istemem diyor.
Atatürk ve İnönü durumu birlikte analiz ediyorlar.
O esnada Edirne ilinin 4 km yakınında yer alan Karaağaç ve istasyon civarı Yunan işgali altında…
Analiz sonucu toprak almayı kabul ediyorlar.
Lozan antlaşması ile toprak kazanıyoruz. 15 Eylül 1923 tarihinde Karağaç ve İstasyon civarı törenle bizim oluyor.
İngilizler 6 Ekim’de İstanbul’u terk ediyor.
İstanbul yeniden bizim oluyor.
Geldikleri gibi gidiyor, emperyalizmin askerleri…
4 yıl önce Ayasofya ibadete açıldığında kılıçla hutbe okuyan bunu saymayız, İngilizler bizim çocuklardır, demeye getiriyor…
Unutma, unutturma…
24 Temmuz 1923…
Lozan antlaşmasıyla dünyanın bir dönemi yani Osmanlı imparatorluğu dönemi kapanıyor.
Ve
Türkler kendi adıyla(Göktürkleri saymazsak) ilk kez devletlerini kuruyor.
Yok edilmesi planlanan bir halk yeniden diriliyor ve Haçlı zihniyetini yeniyor ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kuruyor…
24 Temmuz 1923,
24 Temmuz 1908 devriminin taçlandığı gündür…
Bu tacın sahibi artık halktır, halkın seçtiği yüce parlamentodur…
Lozan bu mücadelenin ve bu hikayenin ve kurduğumuz devletimizin tapu senedidir…
Yaşasın Atatürk
Yaşasın Türk Milleti
Yasasın Türkiye Cumhuriyeti Devleti
Sevgi ve saygılarımla
Vecdi Yılmaz
* Dünya ticaret hacmi o yıllarda 8,5 milyar TL dir… Ve devletimize hem Osmanlının borçlarından hem de 1.Dünya Savaşı’ndan kesilen borcun büyüklüğü 962 milyon frank ve bu borcu da biz taksitle 1950’ye kadar ödemişiz…
