featured
  1. Haberler
  2. EĞİTİM
  3. KÖY ENSTİTÜLERİ

KÖY ENSTİTÜLERİ

Tarih , 17 Şubat 1923 yer İzmir.
Tarihimizin o meşhur “İzmir İktisat Kongresi” nde Mustafa Kemal Atatürk geleceğimizin eğitim ve öğretiminin temelini oluşturan ilkelerin tespitlerini şöyle özetler.
” Evlâtlarımızı o şekilde eğitmeli ve terbiye etmeliyiz, onlara o şekilde bilgi, anlayış vermeliyiz ki, ticaret, ziraat ve sanat dünyasında ve bütün bunların faaliyet alanlarında verimli olsunlar, etkili olsunlar, çalışır olsunlar, ameli bir organ olsunlar. Bundan dolayı eğitim programımız, gerek ilköğretimde, gerek orta öğretimde verilecek bütün şeyler, bu bakış açısına göre olmalıdır. ”
***
Bu görüşler ışığında Türkiye sevdalısı , aydınlanmacıların birlikte başardığı “Köy Enstitüleri ” kurulur.
Köy Enstitüleri temelini fikir olarak ortaya atan Gazi Mustafa Kemal Atatürk.
O muhteşem öngörüsü , dehası, eğitim ve üretim ilkelerine dayanan Köy Enstitüleri 1940 yılında 17 Nisan günü hayata geçirilir.
İsmail Hakkı Tonguç bu muhteşem okulların kurucusu olarak eğitim tarihimizde bir efsane olur.
Anadolu , yıllarca süren savaşların sonunda , yoksuldur. Onurla , kanla , irfanla kurulan genç Türkiye Cumhuriyeti , kalkınmak ve muassır medeniyetler düzeyine ulaşmak amacındadır.
Askeri zaferlerle kazanılan tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti , ekonomik zaferleri de kazanmalıdır.
Bu amaçla;
Onurlu ve yoksul köy çocukları Laik Türkiye Cumhuriyeti’nin aydınlık geleceğini bu okullarda kurmak için yola çıktılar.
İlk mezunlar köylere dağıldığında “köylü milletin efendisidir” diyen Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ü unutmadılar
Türkiye Cumhuriyeti ve Türk kültürüne sahip çıktılar.
Köy çocukları, bu okullarda okuyup köylerine dönmeye başladılar.
Köylüler aydınlıklara kavuşuyor, cehaletin ezdiği onurlu ve yoksul köy çocukları üretiyor, kazanıyor ve başarıyorlardı..
Toprak uyanıyor, köylü kazanıyordu.
Cehaletin karanlığını yırtan bir güneş gibiydiler..
Kalkınma ve aydınlanmanın beşiğiydiler.
***
Köy Enstitüleri tamamen bir Türk Eğitim projesidir.
Ülkemizin 7 bölgesini saran , kucaklayan okullarla eğitimde büyük başarılara koştular.

Cehaletin ve bilgisizliğin kol gezdiği , vatanın belini büken yoksulluğun altında salgın hastalıklarla boğuşan halkımızın derdine deva olan Köy Enstitüleridir. Bu gerçeği asla değiştiremeyiz. Köyünden gelen yoksul ve çalışkan çocuklar, enstitüden mezun olunca, köylerine eğitilmiş bir öğretmen olarak dönerler. Köyün doktoru, öğretmeni, demircisi, marangozu ve köyün ışığı olurlar. Büyük bir kalkınma ve eğitim mucizesidir o canım okullar. Yoktan var edenlerin, emeği ile başaranların en gururlu eseridir.
Köy Enstitüleri, kurulduktan sonra 4 yıl içerisinde,163 gezici başöğretmen, 2 bin 757 öğretmen, 265 gezici sağlık memuru yetiştirmiştir.
Kurulan Köy Enstitüleri .
1- Akçadağ Köy Enstitüsü / Malatya 1940
2- Akpınar Köy Enstitüsü – Ladik / Samsun 1940
3- Aksu Köy Enstitüsü /Antalya 1940
4- Arifiye Köy Enstitüsü/ Sakarya 1940
5- Beşikdüzü Köy Enstitüsü / Trabzon 1940
6- Cılavuz Köy Enstitüsü / Kars 1940
7- Çifteler Köy Enstitüsü / Eskişehir 1937
8- Dicle Köy Enstitüsü / Diyarbakır 1944
9- Düziçi Köy Enstitüsü / Adana 1940
10- Erciş Köy Enstitüsü / Van 1948
11- Gölköy Köy Enstitüsü / Kastamonu 1939
12- Gönen Köy Enstitüsü / Isparta 1940
13- Hasanoğlan Köy Enstitüsü / Ankara 1941
14- İvriz Köy Enstitüsü / Konya 1941
15- Kepirtepe Köy Enstitüsü / Kırklareli 1938
16- Kızılçullu Köy Enstitüsü / İzmir 1937
17- Ortaklar Köy Enstitüsü / Aydın 1944
18- Pamukpınar Köy Enstitüsü / Sivas 1941
19- Pazarören Köy Enstitüsü / Kayseri 1940
20- Pulur Köy Enstitüsü / Erzurum 1942
21- Savaştepe Köy Enstitüsü / Balıkesir 1940


17 NİSAN KÖY ENSTİTÜLERİ BAYRAMI…
Anası öldüğünde o henüz on yaşında bile değildi.
Savaştepe – Karacalar Köyü tren yolundaki kazada gözleri önünde kaybettiği anasının ardından, Kütahya – Tavşanlı hattında makinist olan eniştesinin yanına gönderdiler.
Ablası Mihriye hanımın ve Eniştesi İbrahim Öksüm’ün yanında yaz tatilinin bir kısmını geçirdikten sonra Savaştepe Tren yollarında ” yol çavuşu ” olan babasının yanına döndü . Babası işe gidince , ablası Şaziye hanıma gidiyordu. Evleri yan yanaydı.Ama anasızdı. Babasını beklemekten çok sıkılıyordu. Eniştesi Mustafa Çalı Zafer mahallesinde kahvehane işletiyordu. Bir gün ona gidip şöyle dedi.
– Ben ablama söyledim, burda çıraklık yapacam. Eniştesi karşı çıktı. Annesiz çocuğu çalıştırıyor derler, olmaz dedi. O inat etti.” Sen istemesende ben ablama söyledim. Çalışacam işte .Çok canım sıkılıyor. Ziya Efem beni yanına almıyor. Sen delikanlı olunca benle gezersin diyo. Akşam babam gelene kadar oyun da yetmiyor ki. Ben çalışacam dedim ya. Ne olursun enişte beni işe al. -Burası benim ablamın da sayılır bi kere.
Çalı eniştesi gülmeye başlar. Tamam , sen patron ol o zaman.
Kahvede akşam üzeri kalabalıklar artınca koşturmak ilk günlerde çok keyifli geldi.
Paraları kasaya koyarken, eniştesine takılıyordu. Patron kim ? Patron ben diye gülümsüyordu.
Kahveye ilkokul öğretmeni geldi o gün. Gidip elini öptü.
– Babanla bugün görüştüm, Köy Enstitüsü sınavlarına götüreceğim sizleri. Diğer arkadaşlarınla okulun önünde pazartesi günü sabah erkenden tertemiz giyinip hazır olun..
Annem sağ olsaydı şimdi bahriyeli elbisemi yıkar ütüler öyle giydirir dedi ablasına. Ablası Şaziye ona çıkıştı, Hayatım , sen koca delikanlısın artık. Bahriyeli elbiseleri olmaz dedi.
Eşine seslendi Şaziye hanım,
– Beribak, Hayati’ye yeni kıyafet alın. İmtihana bey gibi gitsin. Ablası ile göz göze geldiler, koşup sarıldı ablasına. Annesine sarılır gibi.

(Savaştepe Köy Enstitüsü yıl 1948  Mehmet  Hayati  Köseley arşivi)

Savaştepe, artık ona ana olmuştu.
Savaştepe Köy Enstitüsü artık onun eviydi.
Üretmeyi, çalışkanlığı, insan olmayı, öğretmenliği burada öğrendi.Kendi okullarını kendileri yaptılar.
Minicik elleriyle Savaştepe Köy Enstitüsü’nde duvar örmeyi, mandolin , keman ve bağlama çalmayı öğrenen, eğitim çınarı olarak 46 yıl bu ülkeye emek veren, Türkiye 7’nci Baş İzcisi olmayı başaran , o küçük adam benim babam.
Minicik elleriyle , dayanışarak taşıdıkları tuğlalarla bize kocaman bir okul bırakan o küçük adamlar. Küçük kızlar, çoban yıldızlarımız..
Eğer bugünlerde bilim ve aydınlık geleceğimiz adına güzel şeyler hala var ise, bunları sizlerin büyük çabalarınıza borçluyuz. Başardığınız büyük işler için sizlere minnetarım.
Köy Enstitülü tüm gidenlerimize bin selam olsun.
***
Toprağına ve Köyüne sahip çıkan genç kızların ve genç erkeklerin bu büyük başarısı cezasız kalmadı. Çok söylenen bir söz , buraya tam yerine denk geldi..Yazmasam ayıp olacak. Yazayım da , ayıp olmasın.
” Bu ülkede hiçbir başarı cezasız kalmaz”
Ve aynen dediğimiz gibi oldu..
Toprak ağalarının hışmına uğradılar.
Politika denen çıkarcı ilişkiler yumağında bir toprak ağasının hırslarına kurban edildiler.
Dünyanın Türkiye’den örnek alıp uyguladığı ” Köy Enstitüleri ” çirkin ve aç gözlü politikacıların baskısı sonucunda kapatıldı.
Gericiler ve yobazlar çılgınca alkışladılar, bu okulların kapanmasını.
***
Savaştepe Köy Enstitüsü mezunu olan babam, bize aldığı eğitimin gereği önce dürüst ve çalışkan olmayı öğretti.
Özel bir sohbetin arasına, fırsat eğitimi yaparak özetle şunları söylerdi.
” Emeğin değerini bilin.. Üretmeden , çalışmadan kazanamazsınız. Bu ülkenin her karış toprağında binlerce genç insanın canı – kanı ve alın teri var. Bunu hak edecek kadar dürüst olun. Çalışkan olun. Vatanımızı işgal eden düşmanları çok zor kovduk. Şehit dedelerinizin kefensiz bedenleri Çanakkale ve Sarıkamış’ta yatıyor..Onlara ahde vefa duyun.. Devletine ve milletine saygılı ol. Bunlar kulağınızda küpe olsun”
Bu konuşmaları babam öğretmenimiz olarak bize yaparken, annem, hep aynı sözünü sık sık tekrarlardı. ” Su uyur düşman uyumaz. ”
Ailemizde, vatan bilincimizin temelleri atılıyordu , biz çocuktuk..
Savaştepe Köy Enstitülü Mehmet Hayati Köseley, Dumlupınar İlkokulu Müdürü olarak emekli olduğunda , onu arayıp kutladım.Hayırlı olsun, babam, bizler de , senin kadar eğitimle iç içe 46 yılı yaşadık say. Anılarını anlatan notlarını yayınla demiştim. Geleceğe ışık tutsun. Babam, anılarının köy öğretmenliği dönemini keşke kendi kaleminden geleceğe aktarabilseydi..
Kısmet değilmiş. Akılda kalanları , anılarda var olanları yazmak biz evlatlarının borcu olsun.
Eğitimde geldiğimiz son noktada , şu soruyu sordum kendime :
Babam; bu günleri görmediği için şanslı mı ?
– Bilemem ki !..
Köy Enstitülerinin yiğit kadınları, çalışkan erkekleri, bizlere bıraktığınız mirasa sahip çıkamadık.
Bizi affetmeyin emi..
***
Aşağıdaki yazı dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali YÜCEL’e aittir..
Köy Enstitüleri ile ilgili bu yazıyı okumadan geçmeyin..
Okurlarımın bundan haberi olsun istedim.
Hasan Ali YÜCEL. Savaştepe Köy Enstitüsü 1949 açıklaması.
Köy Enstitüleri kapatılmasaydı, fırsat ve imkân eşitliği sağlanırdı. Ezberleyen öğrenci değil , okuyan, üreten, düşünen öğrenciler başarılı olurdu. Öğrenciler okullarına cep harçlıklarıyla değil emekleriyle “katkı” yaparlardı. Demokrasi sadece kitaplardaki tanımlarda değil yaşamın ta içinde olurdu. Daha nitelikli öğretmenler yetişirdi. Öğrenciler verilenle yetinmez, araştırır, bulur ve tartışırlardı. Boş zamanlarını müzik dinleyerek değil enstrüman çalarak; takım fanatikliği ile değil spor yaparak değerlendirirlerdi. Biz şu an sadece matematik problemlerini hızlı çözen çocuklar yetiştiriyoruz. Hepsi bu. Ötesi yok…
“Köy Enstitülerinin bütün günahı omuzlarıma, sevabı başkalarına olsun. O kurumların günahı bile bana yeter.”
Hasan Ali YÜCEL.
***
KÖY ENSTİTÜLERİ NEDEN KAPATILDI ?

” Bir gazete yazarının dönemin Van milletvekili Kinyas KARTAL ile yaptığı röportaj:Gerçekler burada anlatılıyor.
“– Köy enstitüleri komünist yetiştirdiği için mi kapatıldı?
-Hayır. Beni babam Moskova Üniversitesi’nde okuttu. Komünizmin ne olduğunu ben gayet iyi biliyorum. Köy enstitülerinde komünizmi bilen kimse yoktu.
-Peki, karma eğitimden dolayı mı kapatıldı?
-Hayır. Bu da değil bütün dünyada okullar karma eğitim kız erkek beraber okuyor.
-Peki ya neden?
-Ben kapattırdım köy enstitülerini. Ben toprak ağasıyım. 200’e yakın köyüm var. Bu köylerdeki halk bana tapar. Ne işi varsa bana sorar. Evlenecek, boşanacak, askere gidecek, mahkemesi nesi varsa gelir bana danışırdı. Ama köy enstitüleri açıldıktan sonra 5 köyüme köy enstitüsü mezunu geldi ve bu köylerden artık kimse bana gelip danışmamaya başladı. Ben düşündüm 200 köyümün hepsine köy enstitüsü mezunu gelirse benim ağalığım ne olur, sıfıra düşer! Böyleyse benim harekete geçmem gerekir dedim ve doğudaki bütün ağalara telefon ettim onları topladım. Bir de batıdan buldum Eskişehir’den Emin Sazak. Sonra Menderes’le pazarlığa gittik. (Yıl 1950 seçimlerinin olacağı zaman) Dedik ki köy enstitülerini kapatırsan şu gördüğün doğudaki tüm toprak ağaları ve batıdan Emin Sazak’ın oyları sana. Kapatmazsan oy yok ve Menderes’te 1950’de iktidara gelir gelmez köy enstitülerinin temelini sarsmaya başladı. Demokrat Parti iktidara geldikten sonra 27 Ocak 1954’te çıkarılan kanunla ” Köy Enstitüleri ” kapatıldı.
Aydınlığın beşiğine karanlıklar , yavaş yavaş , çökmeye başladı.
***
YÜCEL’İN ÇİÇEKLERİ.
Belgeselci Cengiz Özkarabekir’in yönetip çektiği ” Yücel’in Çiçekleri ” belgeseli 17 Nisan 2019 çarşamba günü Edremit Şükrü Tunar Kültür Merkezi’inde gösterimde olacaktır.
” Yücel’in Çiçekleri ” belgeseli memleketimde, Balıkesir Salih Tozan Kültür Merkezinde ise 18 Nisan günü gösterimde olacaktır.

Belgesel yönetmeni ve yapımcısı Cengiz Özkarabekir sayfasında Köy Enstitülerinin belgesel tanıtımına şu notu yazmış.
“Yücel’in Çiçekleri, 1940 yılında hayata geçirilen Köy Enstitüleri projesini dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel ve İlköğretim Genel Müdürü İsmail Hakkı Tonguç ile arkadaşlarının, karşılaştıkları siyasal, toplumsal ve ekonomik zorluklara karşın verdikleri mücadele üzerinden anlatıyor.”
***
Balıkesir ve Edremitli hemşehrilerim, Cengiz Özkarabekir beyin bizlere sunduğu bu muhteşem belgeseli izlemeyi sakın kaçırmayın. 17 Nisan kuruluş yıldönümünde Köy Enstitülerinin belgeseli YÜCEL’İN ÇİÇEKLERİ aydınlıklara yol açsın , o mucizeyi bir kez de belgeselcinin gözünden , emeğinden izleyin.
Köy Enstitülerine her anlamda emek verenler, hepinize minnet ve sevgi ile sonsuz teşekkürler.
Aydınlıklarda kalın. Emeğin çocuklarına , Yücel’in Çiçeklerine bin selam ile..

0
sevdim_bunu
Sevdim Bunu
0
_ok_sevdim_bunu
Çok Sevdim Bunu
0
g_ld_rd_
Güldürdü
0
karars_z_m
Kararsızım
0
bu_ne_bi_im_bi_ey
Bu Ne Biçim Bişey
0
k_zd_rd_n_z_beni
Kızdırdınız Beni
KÖY ENSTİTÜLERİ
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Balikesir24saat ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!