Bu hafta iki önemli olay oldu. Bunlardan birisi 12 Eylül darbesi, diğeri ise İkiz kulelerin vurulması idi. Bizde bu iki olay üzerinde sohbet edeceğiz.
Önce 12 Eylül darbesinden bahsedelim.
Türkiye 1952 yılında NATO’ya üye oldu ve ABD’nin telkinleriyle savunma sanayini durdurdu. İkinci Dünya Savaşı sonunda ABD ile SSCB arasında bir soğuk savaş başlamıştı. ABD bu soğuk savaşta SSCB’nin komşusu olan Türkiye’yi ileri karakol olarak kullanmak istiyordu.
1960 darbesinden sonra yeni bir anayasa yapılmıştı. Bu anayasa daha özgürlükçü bir anayasa idi.
1972 yılında 12 Mart muhtırası ile özgürlükler biraz kısıldı.1974 yılında da Türkiye ABD’ye rağmen Kıbrıs Barış Harekatını yaptı.
Bu tarihten sonra birileri düğmeye basmıştı. Ülke sağ ve sol diye iki kutba ayrıldı. Sağcıların ve solcuların mahalleleri ile kahvehaneleri ayrıldı. Bu iki grup birbiri ile silahlı çatışmaya girişti. Okullar boykot nedeniyle eğitim veremez hale geldi. Adeta ülke br darbeye doğru adım adım götürülüyordu.
1978 yılında toplumsal katliam olan Maraş olayları meydana getirildi. Çorum olayları oldu. 1977 yılında Taksim meydanında İşçi Bayramı kutlamalarında silahlar atıldı ve pek çok kişi hayatını kaybetti.
Ülkede adeta bir güvenlik sorunu oluştu. Bunun yanında ABD’nin ambargosu nedeniyle yokluklar başlamıştı. Tüp , gıda v.d. kuyruklar her yerde uzuyordu. Adeta ABD bizden Kıbrıs’ın intikamını alıyordu.
Bu fakir 1979 yılında askere gitti. Hava İndirme Tugayında askerliğime başladım. 1980 yılı içinde 4 ay Adana’da sıkıyönetimde görev yaptım. Asayişsizlik had safhadaydı. Sokaklarda hemen her gün bomba ihbarları alıyorduk. Bir sürü silah yakaladık. 1980 yılı ağustos ayında terhis oldum ve köyüme geldim. Sokak çatışmaları devam ediyordu.
12 Eylül 1980 günü ordu darbe yaptı ve yönetimi ele aldı.13 Eylül günü ülke süt liman olmuştu. Süreç içinde pek çok tutuklamalar ve hak ihlalleri oldu. Pek çok insanın hayatı karardı.
1982 yılında yeni anayasa yapıldı ve bu anayasada din dersleri zorunlu hale geldi. Bu çatışmalar için daha sonra yetkililer “darbenin yapılması için ortamın hazırlanması gerekirdi” dediler.
Darbeden en kazançlı tarikatlar ve İslamcılar çıktı. 1982 anayasası İslamcıların önünü daha da açtı. Ülkeye pek çok cami yapıldı. Adana’ya Sabancı Camisi bu darbeden sonra yapıldı. Bu sürecin sonunda 2002 yılında AKP iktidara geldi.
11 Eylül 2001 tarihinde ise yeni bir haber duyduk. Bir yolcu uçağı ABD’de ikiz kulelere çarparak iki kuleyi yıktı.
Haberlerde bu saldırıyı yapanın Arabistanlı Usame Bin Ladin olduğu ileri sürüldü.
Ladin ABD’nin yetiştirdiği ve Afganistan’da Sovyetlere karşı kullandığı bir teröristti. Şimdi ABD’ye dönmüş ve kuleleri vurmuştu.
Öğrencilerim bu durumu bana sorduklarında verdiğim yanıt şu oldu. Bir yolcu uçağı tek bir mermi gibi kullanılıyor ve 150 katlı ikiz kulelere vuruyor ve kuleleri yıkıyor. Bu kulelerin nasıl yıkılacağı bir mühendislik işidir. Bu kadar ince bir olayı Arap Ladin’in yapamayacağını ileri sürdüm.
Sonraki günlerde bu saldırı için pek çok haber ortaya çıktı. Fakirin düşündüğü gibi düşünenlerin oranı oldukça fazla idi. ABD daha sonraki yıllarda Ladin’i öldürdü. Böylece bu saldırıların faili olarak kaldı.
Bu kulelere saldırılardan sonra Batı kamuoyunda bir İslam düşmanlığı başladı. 1990’lı yıllarda zaten Batılı düşünürler sürekli Atatürk çizgisinden ayrılıp İslam çizgisine geçmemiz tavsiye ediliyordu. Yani laik sistemden vazgeçip teokratik bir sisteme geçmemiz tavsiye ediliyordu. Yani bugünümüz dünkü olaylarda saklıdır. Saygılar
15 Eylül 2024
Sinan Kahyaoğlu