Bugün umut doldum. Çok mutlu oldum.
Çocukluğumdaki bayramları yaşamışcasına heyecanlı ve neşeliydim.
Günün ortalarında başladı güzellikler. Motorlu polisler yunuslar geçti sirenler eşliğinde.
Sonra video paylaşımları gelmeye başladı.
Şehrin bir çok büyük caddesinde gezen konvoyu ve Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz’ı gördüm. Hafif bir kıskançlık hissetmedim diyemem.
Geçmiş yıllarda Bandırma caddesi en gösterişli geçit güzergahıydı.
-Unutulduk artık Fener Alayı bile geçmez oldu diyordum. Yanılmışım.
Geç saatlerde de olsa Başkanımız bizim caddeye de geldi. Unutmadı.
Ardından tüm yurtta olduğu gibi bizim caddede de İstiklal Marşı için herkes sokaklardaydı.
Ben terasta oturuyorum. Evimin iki tarafa bakan balkonu var.
Arka balkondan mahallemin sokağı, ön balkondan Bandırma caddesi görünüyor.
Ve ben bu gece iki balkon arasında koşmaktan hiç bıkmadım.
Benim sevgili mahallem, komşularım ara sokakta muhteşem kutlama yaptı.
Herkes balkonda ve bahçede ellerinde bayraklar, arabalardan çalınan marşlara eşlik etti.
Cadde tarafında da tüm apartmanlarda coşkun tezahüratlar, marşlar, alkışlar vardı.
Yoldan konvoylar geçiyordu.
Gökyüzünde her yandan patlayan havai fişeklerde ayrı bir coşku.
Ne tarafa koşacağım nereye bakacağım şaşırdım. Hiçbir şeyi kaçırmak istemedim.
Marşları dinlerken, söylerken yaşadığım duyguyu pek çok kişinin yaşadığından eminim.
Ardından sela, ezan ve dualar geldi.
İsterdim ki böylesi bir coşkuyu minarelerimizde paylaşsın.
Tek yürek marşımız tek yürek ezanımız okunsun.
Olmadı. Uygun görülmedi demek.
Ancak yüreğinde iki aşkı da barındıranlar önce İstiklal Marşını okudu, sonra okunan duaları dinleyerek amin dedi.
Kısmet olursa bu gece sahura kalkacağız.
Ramazan ayı orucu sadece aç kalmak değildir. Biliyoruz.
Biz nefsimizi terbiye edeceğiz. Karşımızdakinin halini anlamak için.
Hırslarımıza, yaşamlarımıza, elimize dilimize gözümüze dikkat edeceğiz ve şöyle bir silkineceğiz.
İnşallah…
Geç değil. Hiç Bir zaman geç olmaz.
Zor değil farklı düşünceleri görmeye çabalamak.
Ve anlamaya çalışmak.
Önce dinlemek ve aklın yolunu bulmak için uğraşmak.
Biz bize yeteceksek biz hepimiz olalım.
Onlar, bunlar olmasın. Bizimkiler sizinkiler kalmasın artık.
***
Ben mahallemde Ermeni ve Kürt komşularımla büyüdüm.
Benim sokağımda şarap satan tüccarla, hacı amcalar, hafız teyzeler birlikte sohbet ederdi.
Hepimiz Türk olmaktan mutlu ve gururluyduk.
Kıran kırana parti kavgası yapılır, sonra derede, balkonda, kahvede çaylar yudumlanırdı.
Herkes fikrini söyler iddiasını ispatlamak için hararetle konuşurdu.
Sonuçta kimse karşısındakinin fikrini değiştiremese de, her defasında aynı tantana sürse de kimse karşısındakinin boğazını sıkmaz, alnına silah dayamazdı.
Bayramlarımızı birlikte kutlardık. Noelde paskalyada yumurtalar çerezler verilirdi, bayramda baklavalar şekerler paylaşılırdı.
Ramazanda gayrimüslimler saygı gösterir, noelde müslüman teyzeler Ermeni komşularımıza ziyarete giderdi.
Bişeyler bizi darmadağınık etti.
Değerlerimizi inançlarımızı kültürümüzü bizi biz yapan her şeyi kaybettik.
Artık umudumu da kaybetmeye başlamıştım.
Bu gece tekrar umut doldu içime.
Her doğan gün, yeni bir gün.
Yeni umutlar, yeni zorluklar ve yeni başka neler kim bilir…Hepsi bizim için…
İnsanız biz. Doğadaki en vahşi yaratık…
Ve her şeyi yapabilen… Ve düşünen…. Bizler bu defa düşünelim. Çok yönlü düşünelim…
Bazılarımız için biraz fazla zor olabilir. Kolayı herkes yapar.
Zor olan genellikle iyi ve doğrudur.
Hadi zor olanı yapalım.
Oruç tutanlara ve tutmayanlara saygı gösterelim.
Yaşamı çekilmez yapmak yerine yaşanır hale getirmeye uğraşalım.
Davranışlarımızla, uygarlıkta, bilgelikte güzellikte örnek olalım çocuklarımıza.
Kendimizden, yakınımızdan, bildiklerimizden başlayalım.
Eski komşulukları, gelenekleri günümüzde yaşatalım.
Ramazan da vesile olsun.
Ramazanın ilk günü yeşil mercimek çorbası yapılırdı bizim evlerde.
İçine de biraz kesilmiş hamur atılır.
Akşam üzeri ezandan önce tepsiye koyar, komşuların kapısını çalardık.
-Annem gönderdi, Hayırlı Ramazanlar diliyor…
Hiç bir doğruluğu olmasa da hoş bir inançtır yeşil mercimek çorbası.
İlk gün yapar ve komşulara dağıtırsan ramazan boyunca tesbih çeker senin için mercimekler.
Bir nevi dua. Bir umut belki.
Veren mutlu alan mutlu.
Şimdi de bu dileklere her zamankinden daha fazla ihtiyacımız yok mu?
Dileğimiz sağlıklı bir ramazan geçirip güzel bir bayrama erişmek.
Bayram biter yeni bayramlar gelir. Allah nice bayramlara ermek nasip etsin.
Ben mercimek ıslatayım biraz. İçine hamur yapıp kesmeye niyetim yok bu defa. Hazır eriştem var bir avuç atarım içine. Olmadı biraz arpa şehriye koyarım. Olmam demez nasılsa. Maksat güzelliklere niyet etmek. Bir yerden başlamak gerek…
Hepinize iyi ramazanlar Allah güzel bayramlara ermek nasip etsin. Kalın sağlıcakla…
Meralcim bizden küçük olmana rağmen geçmışıde bu günüde çok güzel özetledin.Yaşanilanlar bizi biz yapan değerlerdi.Unutulan alışkanlıklarımızın bu günlerde ne kadar önem kazandiğini hep beraber gördük.
Bayram heyecanini bu yil çok daha fazla yaşadim,sesimi zorlayarak dışariya çikip İstiklal marşimi da söyledim. Dilerim bir an önce bu gunlerden sağlikla kurtulup hep birlikte kutlayacağimiz bayramlara ulaşalim.
Sevgili Emel Öğretmenim. Sizinle birlikte çalışmak ve komşuluk yapmak şansım olmuştu.
Şimdi de böyle bir geri bildirimle beni mutlu ettiniz. Sevindim.
Gerçekten bu yıl hepimiz daha bir coşkulu yaşadık bayramı.
Gelecekte de kutlayacağımız daha güzel ve çok bayramlarımız olması dileğimle..
Sağlıkla Kalın…