29 Ekim 2023, Atatürk Cumhuriyeti’nin 100.Yılı.
Bu tarihsel bir gerçek ve toplumsal bir kesinliktir.
Yurtta böyledir bu, dünyada da böyledir.
Ülkemde on milyonlar için de bugün ve yüz yıldır kıvanç duyulan, kabul gören bir gerçekliktir bu.
Bir iktidar için de ilk bakışta, böyle olması gerekir.
Ancak ne yazık ki iktidar için böyle değildir bu.
İktidar sahipleri neredeyse yirmi yıldır her fırsatta “2023 hedefleri” nden söz edip durdular.
Ancak bu “2023 hedefi”nin ne olduğuna dair açık açık ne bir söz ettiler ne bir açıklama yaptılar.
Siyasi muhalefet de iktidara seslenip, bu “2023 hedefi”nin ne olduğunu yüksek sesle bir kere olsun sormadılar.
Burada yayınlanan “Temeli 1923 Olmayanların Hedefi Cumhuriyetin 100.Yılı Olabilir mi” başlıklı yazımla bu konu, birden çok kere gündeme taşındı.
Peki neydi, nedir bu 2023 hedefleri?
Siyasi iktidarların hedefi, kazandıkları bir seçimle, işbaşında bulundukları süre için geçerlidir.
Bir sonraki seçim için de sadece “eğer kazanırsak” denilebilir.
Bir iktidar tarafından, birden çok seçim dönemini içine alabilecek biçimde on, on beş, yirmi hatta otuz yıl sonraları için böyle bir siyasi hedef konulabilir mi?
Böyle bir durum, sıradan demokrasilerde bile geçerli olabilir mi?
İşte bu durumda elbet sorup sorgulamalı iktidarı.
2023’ten ne anladıklarını, neyin hedefini koyduklarını sormalı, fakat bu soru hiç sorulmadı.
Sorgulama da hiç yapılmadı.
Oysa iktidar sahipleri, neredeyse yirmi yıldan beri durmadan “2023 hedefi”nden söz edip durdular.
Ama neresinden bakılırsa bakılsa da aslında “1923 Atatürk Cumhuriyeti” hiç mi hiç yok burada.
20 yıldır yaşanılanlar, konuşulup yazılanlar, olaylar, olanlar, uygulamalar, yapılanlar ortada.
Göstere göstere, gözlerimizin önünde yapılanlar, yaptırılanlar da ortada.
Yapmak isteyip de yapamadıkları, yarım kalan, atılamayan adımlar, ataklar da ortada.
Ta en başından beri iktidarın bilinirken gizli ajandası, 20 yıldan beri bugün daha kaldı mı ki gizlisi, saklısı?
Bu zamana kadar yaptıkları, elbette ki yapacaklarının teminatı!
Yanıltma, çarpıtma ve takiye ile sakladıkları da cabası.
Aslında iktidar sahiplerinin “2023 hedefleri”yle erişmek istedikleri başka bir menzildir.
Bunu fark etmemek veya fark edememek, saflığın da daniskası, dik alası değilse nedir?
Elbet büyük gaflet ve dalalettir.
Bu zamana kadar iktidar sahiplerinin ağızlarından, bir kez olsun “Cumhuriyetimizin 100.Yılı”na dair bir benimseyiş ve kabulleniş çıkmış, dyulmuş değildir.
Peki öyleyse bu “2023 hedefi” nedir, neyin nesidir?
“2023 hedefi” kimin içindir, maksadı nedir?
Doğrudan ve açık açık bir kez olsun ifade edilmiş değildir.
Bu zamana kadar kendi ağızlarından, kendilerinin ifadeleriyle
“2023 Milletçe Cumhuriyetimizin Yüzüncü Yılı”dır.” sözü bir kez olsun, hiç mi hiç duyulmuş değildir.
Fakat açık etmese de onlar için bu bellidir, 2023 başka bir menzildir.
Ancak her şeye karşın toplumda var olan muazzam Cumhuriyet birikimi de mevcuttur.
Bu yüzden boşa koysalar dolmuyor, doluya koysalar almıyor.
Lakin saklamaya çalışsalar da niyetlerini, artık mızrak çuvala girmiyor!
Eğitimden yargıya, üniversiteden orduya, her kuruma, her noktaya, yüz yıl öncesine uyumlu, mutlakiyet ve saltanat özlemi de artık gizlenemiyor.
Zira zihin kodları demokrasiyle uyuşmuyor!
Anayasayı dışlayıp, yasayı, hukuku ve ne varsa her şeyi kendilerine uyduruyor.
Hep kandırmaca, hep aldatma ve ve hep oyalama içindeler.
Allem kallemle bir yolunu bulup böyle devam etmekteler.
Normal demokrasilerde iktidarlar için her türlü vaat, bir seçimliktir yani bir seçim dönemi için geçerlidir.
On beş, yirmi, elli yıl sonrası için topluma vaatlerde bulunup, hedefler koymak nerede görülmüş?
Siyasi partiler normalde, iktidar olsun olmasın, ancak iki seçim arası 4-5 yıllık süreler için sözler verip, yapacaklarını anlatırlar.
15-20 yıl öncesinden, 2023 hedefi koymak neyin nesidir?
Bellidir, bir kez gelip bir daha gitmemek üzere programlanmış olmanın ifadesidir.
Milletin önüne adı konmamış uzak hedefler koyarak, önceden hiç gitmeyeceği ve hep kalacağı kanısını yerleştirmektedir.
Burada bir hinlik olduğu, muhalefetçe fark edilip görülmeliydi ve bu topluma deşifre edilmeliydi.
Ne yazık ki bu gerçekleştirilemedi.
Atı alanlar Üsküdar’ı göz göre geçti.
Asıl niyetleri ve hedefleri ne yapıp edip, bir daha gitmemekti.
Bunun için parlamenter rejimi değiştirdiler, 2023’e erdiler.
Fakat Cumhuriyetin 100.Yılı’nı görmediler, görmezden geldiler.
Bu zamana kadar ulusal bayramları görmemek ve göstermemek için her yolu denediler hatta yasaklamayı bile denediler.
Şimdi de Cumhuriyet sayesinde iktidar olup 100.Yılı’nı görmezden geldiler, önüne perde gerdiler.
Kendileri bir tarafa, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni de kendi niyetlerine alet ettiler.
Koca devleti de kendine yabancı hale getirdiler.
Devletin kurumları da türlü bahanelerle 100.Yıl kutlamalarını görmesin istediler.
İktidar sahipleri, büyük Cumhuriyetin 100.Yılı’nı görmezden gelerek, kendisi gibi toplumun da bu heyecanı yaşayıp idrak etmesini engel olmak istemekteler.
Kanla, irfanla kurdu büyük Atatürk bu Cumhuriyeti.
Yirmi yıl değil, yüz yıllık iktidardan da daha büyüktür.
100. Yıl’ında Cumhuriyet, yüz iktidardan da daha büyüktür.
Durmadan söz ederlerken “2023 hedefi”nden, bilinmeliydi ki Cumhuriyet yoktu içinde o hedefin, ama vardı bir bildikleri.
O bildikleri, Cumhuriyet elbet değildi.
Temeli 1923 olmayanın, hedefi 2023 100.Yıl olabilir mi?
Cumhuriyet’in tarlasında izi olmayanın, harmanında yüzü olabilir mi?
Ulusal bayramları nicedir takvimlerde yok sayıp, çelenge, çiçeğe bile tahammülsüzlerin; “2023 Yüzüncü Yıl” için, söyleyecek sözleri, özleri, yüzleri olabilir mi?”