Çok kısa bir tarih turu:
Osmanlı, ekonomide tarıma, yönetimde dinsel monarşiye. toplumsal olarak da dinsel cemaatlere dayanan bir sosyoekonomik yapıya sahipti…
Halkın toplandığı, yol yordam öğrendiği yer, Osmanlı sisteminin devamını isteyen şeyhin liderliğindeki tekkelerdi…
Atatürk bu yüzden öncelikle tekke ve zaviyeleri kapattı…
1946’dan sonra cumhuriyeti kuranlar yer yer çizgi değişikliği yaptılar. Devrim karşıtları artık bir daha ortaya çıkamaz diye düşünüyorlardı…
1950’den sonra tarikat cemaatler yavaş yavaş kendilerini göstermeye başladı. 1970’lerin başında ise her tarikat sağdan bir siyasi parti seçti ve orada yuvalandı. Sağ partiler oy deposu olarak gördükleri tarikatların her istediğini yaparak iktidar oldular. Sandılar ki; bunlar sınırları dışına çıkamazlar. Sürekli cemaat olarak kalırlar…
Bir tarikat-cemaatin ilelebet kendi sınırları içinde kalmayacağını; bir inancın, bir fikrin devletin önemli noktalarını ele geçirip milyar dolarlara hükmedecek bir güç haline geldiğinde, kendi sınırları içinde tutulamayacağını, günü geldiğinde iktidara talip olacağını öngöremediler.
AKP’nin iktidarda kalmak uğruna koruyup kolladığı, neredeyse devletin bütün kilit noktalarını teslim ederek ne istedilerse verdikleri cemaatlerden en büyüğü “o günün” geldiğini sanarak isyan etti ama başaramadı. İyi ki de başaramadı…
Hani derler ya;” Ders alınsaydı tarih tekerrür etmezdi.” Bu söz gözünü iktidar hırsı bürümüş muktedirleri kapsamıyor. Sanki FETÖ darbesi yaşanmamış gibi AKP devlette zaten var olan bir başka cemaatin önünü yine aynı yol ve yöntemle açıyor. Malûm tarikat “Menzil” tarikatı…
Sağlık Bakanlığında yuvalandıkları söyleniyordu. İçişleri Bakanlığından da ses verdiler.
Laik TC devletinin İçişleri Bakanlığı Vatandaşlık ve Nüfus İşleri Genel Müdürü twitter hesabından bir paylaşım yapmış.
“Helal kazanmak başlı başına bir ibadettir.”
Doğru söze ne denir…
Ayrıca ne var bunda?
Bir şey yok. Sorun sözde değil, sözün altındaki imzada…
Müdür paylaşımın altına kendi imzasını atmıyor. Menzil tarikatında şeyh anlamına gelen Gavs-i Sani (KS) imzasını atarak açık bir mesaj veriyor. Bu arada şeyh Allah’ın vekili oluyormuş!
Tarikat, şeyhinin torununu nişanında altın tahta oturtacak kadar zengin…Sağlık bakanlığı uçaklarına GVS yazdıracak kadar da güçlü…
Eskiden güç ve itibar göstergesi olarak; ”Han hamam sahibi” denirdi.
AKP iktidarıyla şekil değişti…
Devletin başındaki kişi millet aç iken “İtibarda tasarruf olmaz” diye 1150 odalı sarayda oturursa, tarikat-cemaatler de milyonluk Mercedeslere biner, milyarlık şirketler kurar, yalılarda, köşklerde oturarak güç ve itibar gösterisi yapar.
Peki bu gücü nereden alıyorlar?
Samimi dindarlardan.
“Yoksulluk kaderdir, siz öbür dünyada bu gün çektiğiniz sıkıntıların, katlandığınız açlığın mükâfatını göreceksiniz.”
Masalıyla Allah için bunları destekleyen yoksullardan…