İnanılmaz bir ülke olduk.
“Hakaret etme özgürlüğü” bile Atatürk sayesinde.
Bıkmadılar Atatürk ile uğraşmaktan.
Twitter’da tag açmışlar önceki gün “Atatürksüzanayasaistiyoruz” diye.
Farkında değiller, bu ülkenin temelinden Atatürk’ü silebilmek zaten mümkün değil de polemik yaratmak ve gündem olmak için böyle tag açıp saldırıp duruyorlar da Atatürk’ü çıkarsanız bu ülkeden; ülke diye, devlet diye, ulus diye bir şey kalmaz; kabile haline döneriz.
Bir ülke düşünün…
Kurucu ve kurtarıcı liderine dünya hayran, pek çok ülkede saygı duyuluyor, heykelleri var, ismi caddelerde…
Yabancı ülkelerde Atatürk’ün gerek askeri dehası, gerek devlet adamı yönü, gerekse “az zamanda ne büyük işler başardığı” objektif bakış açısıyla her daim takdir ediliyor. Hakkında sayılan sayısız kitap var… 20.yüzyıla damga vuran birkaç liderden biri.
Ama bir ülke düşünün…
Kendi içinde kurucu, kurtarıcı liderine bir kesimde var olan bitmek bilmez bir nefret var.
Neden?..
Gerçekten neden?
Bu ülkede bu soruya mantık ve akıl çerçevesinde bir cevap verebilmek mümkün mü?
“Atatürksüzanayasaistiyoruz”muş.
Atatürk üzerinden polemik üretmekle beslenen bir güruh bu.
Cahillikle, önyargıyla, körü körüne dolduruşa gelmekle…
Aklını kullanmayan, okumayan, araştırmayan ve en önemlisi düşünmeyen bir güruh!
Maalesef bitmiyorlar.
Çünkü bitmeleri için kitap okumaları, tarihi objektif eserlerden okumaları, tarihi o zamanın koşullarıyla değerlendirmeleri gerekiyor.
O zamanı o zamanın koşulları ile değerlendirmeyip 2021 şartlarında 1920’li yılları eleştirmek kolay!
Akıl tutulmasıdır bu.
Ama tuhaf olan sözde diplomalıların da Atatürk düşmanı kesilmeleri.
Artık neyi nerelerinden okuyorlarsa….
Bunun son bir örneği de yeni gündeme düştü.
Marmara Üniversitesi’nde bir araştırma(!) görevlisi(!) Atatürk’e hakaret nedeniyle aldığı 1 yıl 6 ay 22 günlük hapis cezasının ardından ceza için “şeref madalyası” nitelemesi yapmış.
İnsanda ar olur.
Mahkemeden ceza alıyorsunuz utanmıyorsunuz.
Hele hele Atatürk’e hakaretten ceza alıyorsunuz ve adli sicil kaydınıza bu işleniyor.
“Şeref madalyası “ olarak niteliyorsunuz aldığınız cezayı.
Tebrik ederiz!
Bir üniversitede, akademik kariyerinin başında böyle bir madalya almak büyük gurur olsa gerek!
İnsanda ar olmayınca böyle oluyor…
Bir de mahkemede yaptığı savunmada suça konu ifadeleri için baştan ne demiş “araştırma”(!) görevlisi:
“Paylaşımı ben yapmadım”
Ama sonrasında da “şeref madalyası” diyor.
“Benim paylaşımım” demekten neden korkmuş ki başta?
Madem şeref madalyası sayıyor bunu?..
Akıl almaz bir toplum olma yolunda emin adımlarla ilerliyoruz…
Anayasa tartışmaları açılıyor bir bakıyorsunuz…
Anayasanın aksayan tarafları yerine bir cenah bakıyorsunuz şak diye ilk dört maddeye kafayı takmış, hemen içlerindekini döküyorlar…
Anayasanın ilk 4 maddesine dokunmaya teşebbüs dahi Türkiye Cumhuriyeti’nin ulusal ve üniter yapısına darbedir oysa…
Atatürk, bu ulusun yaşamında asla vazgeçilmez olarak ilelebet var olacaktır da…
Sabıka kaydını ve aldığı cezayı şeref madalyası olarak gören zihniyet ve aklını kaybetmiş güruhu ne yapacağız?
Gerçekten akılla izah etmeye çalışıyorsunuz, hayretler içerisinde kalmaktan ve izlemekten öteye gidemiyoruz.
Sanmış ki zavallı…. Atatürk’e hakaret ile “şeref madalyası” almış!
O kadar kolay değil…
O kadar basit değil…
Şeref madalyası dediğinizde bir kere değil, bin kere düşünün…
Atatürk’e saygınız yok; bu topraklar için canını veren şehitlere saygı gösterin, hürmet edin bari…
Aklınızı nereye gömdüyseniz orada yaşayın; daha kolay olur; özgürlüğünüzü borçlu olduğunuz Atatürk’e de hakaret etmenize gerek kalmaz.