Birkaç ayda bir “yargı reformu paketleri” çıkıyor.
Yeni dönem deniyor… Yeni kurallar deniyor…
Şöyle olacak, böyle olacak deniyor…
Bir bakmışsınız, bazı konularda da eskiye dönülüyor.
Küçük başlık şuydu gazetelerde: “Tutuklamaya itirazda yeni dönem 1 Ocak’ta başlıyor.”
Neymiş bu?
Son yapılan değişikliklerle sulh ceza hakimliklerinin tutuklama ve adli kontrol kararlarına karşı dikey itiraz usulü getiriliyormuş, uygulama 1 Ocak’ta başlıyormuş.
Dikey itiraz denilen, asliye ceza mahkemesi… Yani basit anlatımla bir üst mahkeme…
E eskiden nasıldı?
Zaten böyleydi!
Sonra bir paket açıldı.
Dikey itiraz yolu kalktı.
Bir sürü şikayet geldi süreç içinde ama zaten o değişiklik olmadan da dikey itirazın kaldırılmasının doğru olmadığına yönelik pek çok eleştiri vardı.
Dinlenmedi.
Sulh Ceza kararına Sulh Ceza bakar oldu.
Şimdi yanlıştan vazgeçildi.
Eskiye dönüldü.
Aynı Asliye Ceza Mahkemelerinin duruşmalarına iddia makamının yani savcının geri dönmesi gibi.
Yap bozu severiz.
Eğitimde çok yap boz oynar Türkiye.
Ama son yıllarda yargıda da aynı yap boz oyunu oynama alışkanlığı başladı.
Uygulayıcılar dinlenmeden siyaseten bir şeyler yapıyorsunuz.
Çoğu doğru olmuyor, fayda da sağlamıyor.
Uç örneğe gidelim.
İstinaflar kuruldu.
Adliyelerdeki kıdemli hakimler istinafa geçti.
Yargıtay’ın iş yükü azaldı(!)
Peki istinaflar(bölge adliye mahkemeleri) n’oldu?..
Ne kadar fayda sağladı?
Yargıtay’dan dosya gelmiyordu, şimdi istinaflardan dosya gelmiyor.
Ama olan ilinizdeki, ilçenizdeki, vatandaşın birebir muhatap olduğu adliyelere oldu.
Tecrübeli ve bilgili hakimler kalmadı.
Kürsüler yeni staj bitiren ve kura çeken, gerek hayat gerekse mesleki tecrübesi olmayan meslek mensuplarına kaldı, onların da küçük bölgelerden göreve başlayarak mesleği öğrenmeleri imkansız hale getirildi.
Ağır Ceza Mahkemelerinin bir şimdiki hallerine bakın, bir de bundan 20 yıl önceki hallerine?
Sadece “güven unsuru” açısından hangisi daha makuldü?
Şimdi hakim yardımcılığı uygulaması da gelecekmiş…
Staj yaptırdığın hakim adayı bir de hakim yardımcısı mı olacak?
Yani 28 yaşındaki hakim yardımcısı 30 yaşındaki hakimden mi mesleği öğrenecek?
?
En şaştığımız husus da TBMM’nin hali.
En çok meslek mensubu hukukçulardan oluşuyor.
Onların çoğu da avukatlıktan vekilliğe gelenler.
Bu kadar mı çabuk unutulur uygulama, bu kadar mı çabuk yabancılaşırsınız adliyelerdeki aksaklıklara?..
Hayret etmemek elde değil.
Sepet sepet yumurta.
Paket paket yargı reformu!