Balıkesir’de öğretmenler şiddeti ve itibarsızlaştırma politikalarını protesto etmek için iş bıraktı. Alihikmetpaşa Meydanı’nda gerçekleştirilen basın açıklaması mitinge dönüştü. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin istifaya davet edildi.
Coşkun YAMAN- Memet KOŞAR(balikesir24saat.com) İstanbul Eyüpsultan’da özel bir okulda müdürlük yapan İbrahim Oktugan’ın öldürülmesinin ardından Balıkesir’de örgütlü Eğitim-Sen, Eğitim-İş, Hürriyetçi Eğitim Sen ve Öğretmenler Sendikası üyeleri Alihikmetpaşa Meydanı’nda basın açıklaması yaptı. Eyleme siyasi parti temsilcileri ile sivil toplum örgütlerinin başkan ve yöneticileri de destek verdi.
Eylemde Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin istifaya çağrıldı. Türkiye tarihinin en büyük öğretmen grevinin gerçekleştiği vurgulandı . Öğretmenler “Susma haykır, şiddete hayır”, “Birleşe birleşekazanacağız”, “Laik, bilimsel, demokratik eğitim”, “Vur, vur inlesin, Yusuf Tekin dinlesin”, “Gün gelecek devran dönecek, AKP halka hesap verecek” diye slogan attı.
Eğitim Sen Balıkesir Şube Başkanı Gürbüz Şahin, “Bugün sadece bir meslektaşımızı anmak için burada değiliz. Bugün mesleki itibarımıza, değersizleştirmeye, mobbinge, liyakatsızlığa, yoksulluğun altındaki ücretlere karşı da alanlardayık. Bu bir öfke patlamasıdır. Umarım siyasi iktidar bundan kendisine bir pay çıkarır” diye konuştu.
BU NE BASİT BİR ÖFKE KRİZİ NE FAİLİN UYRUĞU İLE İLGİLİ
Ortak açıklamada Öğretmenlik Meslek Kanunu üzerinden öğretmenlerin emeklerinin değersizleştirildiği, öğretmenlik mesleğinin itibarsızlaştırıldığı koşullarda eğitim emekçilerinin okullarda şiddetin hedefi olmaya devam ettiği vurgulandı. Eğitim Sen Balıkesir Şube Başkanı Gürbüz Şahin, Eğitim-İş Balıkesir Şube Başkanı Serap Müjdeci Gökgün, Hürriyetçi Eğitim Sen Şube Başkanı Selçuk Doğru ve Öğretmenler Sendikası Balıkesir Temsilcisi Kemal Çete‘nin açıklamalarda bulunduğu eylemde yapılan ortak açıklamada şu görüşlere yer verildi:
“Millî Eğitim Bakanlığı ve siyasi iktidarın eğitim emekçilerine yönelik söylem ve yaklaşımları ile Öğretmenlik Meslek Kanunu üzerinden emeğimizin değersizleştirildiği, mesleğimizin itibarsızlaştırdığı koşullarda, savaşlarda bile hedef alınmayan eğitim emekçileri okullarda şiddetin hedefi olmaya devam etmektedir. Önceki gün ömrünün büyük bölümünü eğitime ve öğrencilerine adamış olan bir meslektaşımızı hayattan ve öğrencilerinden koparan ne basit bir öfke krizi ne failin öğrenci oluşu ne de failin uyruğu ile ilgilidir. Bugüne kadar eğitimden sorumlu olanların yaptıkları açıklamalarda eğitimde yaşanan olumsuzlukların sorumlusu olarak öğretmenleri göstermesi, CİMER uygulamasının bizlere karşı bir sopaya dönüştürülmesi, MEB’in eğitimde yaşanan sorunlara çözüm üretmek yerine öğretmenleri ve idarecileri veli/öğrenci karşısında tek muhatap olarak bırakması, bugün yaşananlara zemin oluşturmuştur.”
“FAİLLER ÖĞRETMENLERLE İLGİLİ YANLIŞ ALGILARI YAYANLARDIR”
“Bu ülkede okulda öğretmen öldürüldü! Söz bitti! Şiddetin, cinayetin tek bir faili olmadığını hepimiz çok iyi biliyoruz. Cinayetin arkasındaki zihniyet, bizleri ötekileştiren, her fırsatta tehdit ederek hedef haline getiren, mesleğimizin itibarını ayaklar altına alanlardır. ‘Bir toplumun uygarlık düzeyi, öğretmene verdiği değerle ölçülür.’ Öğretmenler, toplumun temel taşlarını döşeyen, gelecek nesilleri yetiştiren ve aydınlık bir geleceğe rehberlik eden mimarlardır. Öğretmene yapılan her saldırı, tüm topluma ve ülkenin geleceğine yapılmış bir saldırıdır. Unutmayalım ki, eğitimsiz bir toplum, karanlığa mahkumdur. Buradan Milli Eğitim Bakanı’na soruyoruz; okulda şiddeti önlemek için daha kaç eğitim emekçisinin can vermesi gerekiyor? İktidarın ve MEB’in plansızlığı nedeniyle okullarımız güvenlik açısından ciddi risk altındadır. Okullarımızdaki güvenlik açığının faturasını canımızla mı ödeyeceğiz? Buradan bir kez daha altını çiziyoruz. Her suç gibi bu suçun da azmettiricileri olduğunu biliyor ve onları çok iyi tanıyoruz. Daha önce defalarca yaşadığımız cinayetler gibi bu son bu cinayetin de azmettiricileri; öğretmenler çalışmıyor gibi yanlış bir algıyı toplumda yaymaya çalışanlardır.”
“BU ZİHNİYET KÖKTEN DEĞİŞMELİ”
“Bizleri bugün okullarımızda açık hedef haline getirenler; liyakatsiz şekilde atandıkları koltukları bir hükümdarlık alanı gibi kullananlar, her fırsatta bizleri aşağılamaya çalışan mülki amirlerdir. Öğretmenliğin aynı zamanda bir uzmanlık mesleği olduğunu görmezden gelenlerdir. Okullarda şiddeti körükleyenler; eğitime dair eleştiri ve önerilerimize yıllardır kulak tıkamakta ısrar edenlerdir. Bizleri hedef haline getirenler; her fırsatta emeğimizi küçümseyenler, mesleğimizi itibarsızlaştıranlardır. Bugün eğitim emekçilerinin canlarından endişe ederek okula gidiyor olması işte bunların eseridir. Bunun için atılması gereken ilk adım bu zihniyetin kökten değişmesidir.”
Eğitim-İş Balıkesir Şube Başkanı Serap Müjdeci Gökgün, “Can güvenliğimiz sağlansaydı bugün alanlarda değil okullarımızda, derslerimizdeöğrencilerimizin başında olsaydık” dedi.
“CAN GÜVENLİĞİMİZ SAĞLANMALI”
“Okullardaki şiddetin arkasındaki nedenler ortaya çıkarılmalı, eğitim emekçilerinin can güvenliği sağlanmalıdır. Okulda şiddetin son bulması için MEB’i acilen harekete geçmeye ve önlem almaya çağırıyoruz. Okullarda yaşanan şiddet olaylarındaki korkutucu tırmanışı engellemek için bir an önce eğitimde şiddet yasası çıkarılmalıdır. Eğitim kurumlarının tümünde, şiddetle mücadele etmek için alınması gereken somut önlemleri, ne yapılacağını ve nasıl önleneceğini gösteren bir eylem planı hazırlanmalıdır. Failler toplumun vicdanını rahatlatacak ve yeni olaylar açısından caydırıcı olacak şekilde cezalandırılmalıdır. Özel ya da devlet okulu fark etmeksizin, derhal tüm okulların güvenliği sağlanmalıdır. Ahlak bekçiliğine soyunan RTÜK’ün toplumsal şiddeti başlıca gündemi haline getirip, mafya ve suç temalı TV yapımlarını denetlemesi sağlanmalıdır. İçine bin bir tane gereksiz ve hatta zararlı içeriklerle doldurulan müfredat yerine şiddetin çağdışı ve yanlış olduğunu öğreten, toplumsal yaşam dersleri içeren öğretim programları hazırlanmalıdır. Kendimizin ve öğrencilerimizin canından endişe ederek okula gitmek istemiyor, can güvenliğimizin olmadığı bir eğitim sistemini kabul etmiyoruz! Yeter artık can korkusuyla çalışmak istemiyoruz.”
Öğretmen Sendikası Balıkesir İl Temsilcisi Kemal Çete, İbrahim Oktugan’ın özel bir okulda yaşanan olay sonrası hayatını kaybettiğini anımsatırken, eyleme özel okullardaki öğretmenlerin işverenlerin izin vermemesi yüzünden katılamadığını vurguladı.