Patinaj hali.
Özel lise fiyatları özel üniversite fiyatlarını solladı…
Vıjjj…
Zaten memlekette üniversiteye girmek kolay ve ucuz.
İyi liseye girmek zor.
İyinin iyisi liseye girmek için çok başarılı olmanız yetmiyor bir de burslu dilime giremezseniz eğer ailenizin maddi durumunun süper ötesi olması gerek.
Bilinçli öğrencinin hayali Robert Koleji %95 zam yapmış.
Hazırlık sınıfı 446 bin 400 TL.
Yatılı okursa çocuk fiyat 631 bin.
Taksitli ödeme olursa 677 bin.
Gençlerimizin yüzde 28’inin günde 1 kez meyve yiyebildiği belirlenmiş TÜİK tarafından.
TÜİK enflasyon rakamlarını açıklıyor, bir de özel okulları yorumlasa!
Meyveyi günde 1 kez yiyebilen eğer yüzde 28’lik bir genç kesim varsa ala…
Gerçek mi TÜİK’in meyve verisi?
Velhasıl…
Özel Alman Lisesi, Robert’a göre ucuz!
207 bin 900 TL
Üsküdar Amerikan ise Robert’a kafa tutuyor: 422 bin.
Sıralamaya alınan listede gördüğümüz rekor rakam ise Koç Lisesi’nin.
448 bin TL.
Kim okuyabilir?..
Burslu kontenjana girebildiyseniz dünyanın en şanslı öğrencisisiniz… Ama burs yoksa bu tutarları ödemek bugünkü koşullarda her yiğidin harcı mı; hiç mi hiç değil.
Yani…
Öyle bir hale döndük ki, süper başarılı olsan da şanslı tam bursu kapamadın mı kaderine küs.
Oysa nice zehir gibi gencimiz var.
Elleri tutulsa, yol verilse geleceğin inşasında neleri başarabilirler, hayali cihana değer de, köşe yazarının(!) teki Türkiye’nin bilim insanına ve doktora ihtiyacı olmadığını yazıyor, asıl ihtiyacın ilahiyatçılar olduğunu iddia edebiliyor.
Bu noktadayız işte.
Bakış açısı.
Gazete köşesine bile yazabiliyor.
Sonra dünyanın 200 bin bilim insanı sıralaması yayınlanıyor.
Türkiye’den listeye girebilenlerin kapabildiği yüzde 0,6.
Cevher çok.
İşleyen yok.
Pek çok keşfedilmemiş deha, kaderlerinin çizdiği yolda engellere takılıyorlar.
Sonra 41 yaşında kadın bir değerimiz TCMB olarak atanınca herkes alkışlıyor, gurur duyuyor elbette.
Özgeçmişini okuduğunuzda “helal” diyorsunuz.
ABD’de parmakla gösteriliyor.
Nice örnek var yurt dışında…
Ama nice örnek olmaya namzet genç de var da onları çıkaramıyoruz işte maddi imkansızlıklardan.
İçimizdeki değerleri bulup el vermemiz, ellerinden tutmamız gerek.
Devletin en önemli önceliklerinden biri bilgi ve yetenek avcılığı yapmak olmalı aslında.
Geleceği inşa edeceksek bu inşa, siyasetin popülist kültürü ile olmayacak.
Bilimle, irfanla, bilgiyle, yetenekle olacak.
Bunu fark edebilecek bir bakış açısına ve devlet eline ihtiyaç var.
Cevher çok.
İşlemezsen ne olur?
Ve düşünün bir de ıskalamadan işlersen?