Yiğidi öldür ama hakkını yeme, der atasözü ya, öyle yapalım, önce takdir(!) edelim…
Yani ayrı bir efor ve başarı tabi!
Her gece ekran ekran gezeceksin, hep sen gezeceksin, karşındakini duymadan kafandakini ille de söyleyeceksin, söz hakkı tanımadan devam edeceksin, düşünmeden konuşacaksın, az biraz ütopik olacak, fantastik düşünceler üreteceksin… Bugünü değil gerektiğinde ve haklı olmak için yüzlerce yıl öncesinden örnekler vereceksin…
E haliyle bu başka bir insan olmak demek, her yiğit yapamaz yani.
Niye böyle bir giriş yaptık; ekran ekran gezerken artık ağrı kesici veya sakinleştirici almaya gerek kalmadı, alıştık diye düşünürken geçenlerde bir muhterem şöyle buyurdu:
“Yabancıların çoğalmasından niye rahatsız oluyorsunuz, İstanbul hep dünya başkenti idi”
Hadi tutun bir tarafından tutabilirseniz…
İstanbul’da mevcut yabancı sayısı Balıkesir il genelinin nüfusunu geçmiş….
Pek çok ilde aynı manzaralar mevcut ve Batman, Hatay, Gaiantep gibi illeri saymıyoruz bile ama özellikle İstanbul, Ankara, Bursa gibi büyük şehirlerde inanılmaz bir farklılık var artık…
Kelimenin tam anlamıyla her yer yabancı.
Bunlar turist başlığı altında değerlendirebileceğimiz insanlar değil, tamamen kalıcı olanlar, nereden bakarsanız bakın devletin baktığı ve haliyle gerek maddi gerek manevi hepimize yük olan o tuhaf kitle…
Hemen her şehrin tadı kaçtı.
BM; dünyada en çok mülteci barındıran ülkenin Türkiye olduğunu açıklıyor, sırtımızı sıvazlıyor.
E mutluluk verici bir sıfat mıdır bu?
AB zaten “para verelim biraz da bize gelmesinler” derdinde…
Çok mülteci barındıran eğer çok iyi ve güçlü ülke olaydı bize kimse yan gözle bakamazdı da sağımız solumuz, üstümüz altımız zaten düşman!
Türkiye’nin gerçek anlamda kaç dostu var ki?
Hadi Katar ve BAE dost öyle mi?..
KKTC’yi tanısınlar anlayalım; öyle parsel parsel arazi kapatmak ve dolarla olmaz o iş!
Neyse dağıtmayalım..
Türkiye’yi 10-15 yıla kalmaz çok büyük demografik sorunlar bekliyor.
Tüm sosyal bilimciler ve diğer uzmanlar bunun tehlikesini anlatıyor.
Dünyanın en çok mülteci barındıran ülkesi neden biziz diye bunu düşünmemiz gerekmez mi önce?
Neden Almanya değil, neden Hollanda, Portekiz, Yunanistan değil…
Yunanistan’ın insan haklarını yerle bir eden davranışlarını izliyorsunuz, hangi ülke eleştiriyor Yunanistan’ı?
Dünyanın en çok mülteci barındıran ülkesi olmak demek ileride en çok başı ağrıyacak ülke olmanız demektir.
At deseniz atamayacağınız, sat deseniz satamayacağınız bir konumdayız artık.
Bu çılgınlığa asla ve asla bu ölçüde izin verilmemeliydi, Avrupa ne kadar alıyorsa biz de o kadar almalıydık…
Demografik olarak doğacak tüm sorunları bir kenara koyun; bir de bunun maddi yük boyutu var ki ülkenin ekonomik hali, vatandaşın sıkıntısını yinelemeye gerek var mı bilmiyoruz.
Aklı evvel “İstanbul yüzyıllardır dünya başkentiydi, her milletten insan vardı, niye rahatsız oluyorsunuz, şimdi de her milletten insan olmasından” diyor…
Ya o zaman İstanbul, Osmanlı İmparatorluğu’nun başkentiydi, Osmanlı zaten her milletti, bundan daha doğal ne olabilirdi ki, o zaman ile bu zamanı bu şekilde kıyaslayabilmek nasıl bir şey anlamak mümkün değil.
Bir de işin daha garip yönü var, mülteci sorununa dikkat çektiğiniz an “ırkçı” diye yaftalıyorlar, “yurdunu ve ulusunu sevmek, öncelikle kendi ülkesinin çıkarını düşünmek” nasıl bir ırkçılık oluyorsa!
“Yok efendim Danimarkalı, Hollandalı gelse böyle eleştiri yapılmazmış”
Mülteci sorununa dikkat çekenler ırkçılık yapmıyor ve hatta bu insanların bizimle tarihi, kültürel, manevi hiçbir yakınlığı, ortak paydası yok; kardeşimiz değiller, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı değiller…
Elbette bu sınırlarda sadece Türkler yaşamıyor ama hepsi Türkiye Cumhuriyeti’ne vatandaşlık bağı ile bağlı.
Mülteci ile vatandaş arasındaki farkı bilebilirler mi?..
Yoksa yine “Hepimiz Orta Asya’dan geldik, hepimiz aynıyız” falan mı diyecekler?
Dünya başkenti İstanbul…
Hepimiz Orta Asya’dan geldik…
Niye rahatsız oluyoruz ki…
“Ulus devlet” diye bir gerçekliğin ayırdındalar mı acaba?
Ulus de, Türk de, vatan de…
“Irkçı” desinler…
Allah önce akıl, sonra iyiliğinizi versin, ne diyelim?!
10-15 yıl sonra Türk sayısı azınlığa düştüğünde mutlu olacaksınızdır belki, kim bilir?!