Balıkesir Üniversitesi bünyesinde Hukuk Fakültesi kurulma kararı alındı, Resmi Gazete’de yayınlandı.
Normal şartlarda, ilimizde böyle bir fakülte açılmasından dolayı sevinmemiz gerek.
Çünkü hukuk; üniversitelerin en güzide, en rağbet gören, tabiri caizse en “klas” fakültelerinden biridir.
Ama “bir zamanlar” diye eklememiz gerek.
Bir zamanlar öyleydi.
Şimdi o kadar fazlalaştılar, o kadar ihtiyaç fazlası fakültemiz oldu ki, diğer fakülteler gibi…
Hukuk da o kervanın içinde.
BAÜN Hukuk, Türkiye’nin 133. hukuk fakültesi oluyor.
İhtiyacı var mıydı Türkiye’nin 133. hukuk fakültesine?
Yok.
Hatta mevcut hukuk fakültelerinin bile çoğunun kapatılması gerek.
Zira hukuk fakültesi açmakla hukuk gelmiyor ülkeye.
Önemli olan ne kadar nitelikli hukukçumuz var, ne kadar evrensel standartlara uygun hukuki kararlar çıkıyor mahkemelerden, ne kadar hukuk devletiyiz?
Mezunu olmaktan gurur duyduğumuz ama o da bir zamanların gururu olarak kalan Ankara Hukuk’un eski, şimdi Atılım Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde görevini sürdüren duayen İdare Hukuku profesörü Metin Günday, BAÜN Hukuk açılmasından sonra şöyle dedi:
“Adaletin tecellisini sağlamak için acil gereksinim duyulan ‘hukuklu’ları mezun etmek üzere, hukuk fakültelerine (!) bir yenisi daha eklenmiş…”
“Hukuklu” kelimesi Prof. Günday’ın taaa 1990’lı yıllardan bu yana kullandığı tanımdır.
Ki kendisi o zaman bile o günkü hukuk fakültelerinin ülke ihtiyacından fazla olduğunu, bu fakültelerden “hukukçu” yetişemeyeceğini, mezunlarının ancak “hukuklu” sayılabileceğini söylerdi.
O zamanlar ülkedeki fakülte sayısı iki elin parmaklarını geçmiyordu.
Bugün 133.fakülteyi konuşuyoruz.
Sevinmemiz gerek şehrimiz adına.
Sevinemiyoruz.
Çünkü birincisi; öğretim üyesi sıkıntısı had safhada.
İkincisi; öğretim üyesi var, öğretim üyesi var… İyi bir hukuk için o fakültenin çok iyi öğretim üyelerinin olması gerek.
Kadrolu olacak şekilde kaç öğretim üyesi tercih edecek BAÜN Hukuk’u?
Üçüncüsü, hukuk fakültesi mezunları çok büyük bir iş sıkıntısı yaşıyor.
Ekmeğin aslanın ağzında olduğu bu dönemlerde hukuk fakültesi mezunu olmak yetmiyor, üzerine ekstra çok şey katması gerek hukuklu’nun!
“Hiçbir şey yapamazsa açar bir ofis, avukatlık yapar” anlayışı çok uzun süre önce tarihe gömüldü.
Ofisinin kirasını, elektriğini, suyunu, sigorta primini ödeyemeyen nice avukat var.
Çünkü sayı o kadar çoğaldı ve rekabet öylesine arttı ki, pastanın aynı olduğu bir coğrafyada bölüşe bölüşe büyük bir maddi sıkıntı da beraberinde geldi.
Yine de bizim için aslolan hukuk fakültelerinde verilen eğitim.
Umalım ki BAÜN Hukuk, öncelikle nitelikli öğretim üyelerinin tercih ettiği bir fakülte olabilsin.
Yeni öğretim yılında öğrenci kabulü kuvvetle muhtemel başlayacaktır.
Peki binası, eğitim yeri Balıkesir mi olacak; alıştığımız üzere bir süre Uludağ gibi, 9 Eylül gibi yakın başka hukuk fakültelerinde mi eğitim verilecek; bunu zaman gösterecek.
Dileğimiz o ki, hukuk fakültelerinin açılması artık dursun.
Yargımızın hali meydandayken, ağır ceza heyetleri kur’a çekip kürsüye yeni oturan, deyim yerindeyse “çömez” hukuklu’lardan oluşurken; mahkemelerden çeşit çeşit, çelişkili, akla, evrensel hukuka, hakkaniyete aykırı karar çıkarken…
Yerel mahkemelerin Anayasa Mahkemesi’ni takmadığı günümüz Türkiye’sinde…
Gerçek o ki, hukuk fakültesi açmakla hukuk gelmiyor.
Çok hukuk fakültesi var.
Ama “yok” olan bir hukukumuz da var.
133. fakülte BAÜN açısından belki sevindirici ama o sevincin gurura dönüşmesi için çok nitelikli bir kadro oluşturması şart.
Misafir öğretim üyesiyle ya da avukat ve sair hukuk meslek gruplarından devşirme öğreticiyle bu işin yürümeyeceğini şimdiden söylemek gerek.
Bundan önceki niteliksiz örneklerine baktığımızda sevinemememizin sebebi de bu zaten.
