Masallarda rastlardık; kırk satır mı kırk katır mı istersin seç diye.
Satırı seçsen biçilecek öleceksin, katırı seçsen kuyruğuna bağlanıp sürüklenerek öleceksin.
Seçim hakkı yok diyemezsin.
Seçeceksin de, ikisi de beter.
Hani iki ucu b.klu çomak neresinden tutacaksın dediklerinden.
Ee ortası var demek ki, düşünüp bulun artık canım sizde…
Uzaktan eğitim ile ilgili pek çok kişi çok şey yazdı.
Büyüklerimiz bizden iyi düşünür diyelim,
Ya da cemaat ne derse desin imam bildiğini okuyacağından ya imama uyacaksın ya camiden çıkacaksın…
Ben ilkokul birinci sınıfa başlayan torunumun yanında olabilmek için evimden ayrıldım.
Malum ana baba çalışan evlerde bakıcı ablalar, teyzeler veya yardımcılar oluyor.
Ancak 7 yaşına yeni girmiş bir çocuğun bilgisayar başında eğitim alması farklı bir olay.
Bakıcı teyzeler ders takibine uygun olmayabiliyor.
Her ilde ve her özel okulda farklı bir uygulama görüyorum.
Bulunduğum sitede de hem öğretmenler hem öğrenciler var.
Gözlemlediğim kadarıyla herkesin kafası karışık ve herkes mutsuz.
Benim torunum sabah 09.00 da ders için ekran başına geçiyor.
Dersler 40 dakika teneffüsler 15 dakika.
Sabahtan 4 öğleden sonra 3 ders var.
Öğle tatili uzun olmuş haklarını yemeyelim. Tam 65 dakika.
Çocuk yemek yedikten sonra site içinde olup dersi olmayan diğer çocukların yanına koşabiliyor.
Kan ter içinde kalmasına mı, güç bela içeri alıp temizleyip sakinleştirip derse hazır hale getirmeye mi, yoksa hiç çıkartmadan evde tutmaya çalışmaya mı razı olursunuz bilemem.
Öğretmenler derste her çocukla tek tek ilgileniyor;
-Oğlum konuşmadığın zaman mikrofonu kapat, kızım mikrofonu aç da konuş
-Kızım saçınla oynama şimdi bana bak,
-Oyuncağına sonra sarılırsın hadi tatlım buraya bak
-Kamerayı etrafta dolaştırma çocuğum, seni göremiyorum
-Laptopun kapağını indir canım biraz, bak senin yazdığın sayfayı göremiyorum
-Mikrofonları kapatın çocuklar, konuşan açsın lütfen (bir ders saatinde en az 15 kere duydum)
-Bana bakar mısınız çocuklar
-Sizi anlayamıyorum çocuklar el kaldıracaktınız, hayııır bilgisayardaki işaret olan eli kaldırın.
-Kim konuşuyor göremiyorum elini sallasın ben göreyim
-Hepiniz değiiiil konuşan elini kaldırsın ve mikrofonunu açsın
-Hayır, çocuklar bir kişi, konuşan kişi açacak diğerleri kapatacak.
-Ben kapatıyorum mikrofonlarınızı siz açmayın…
Okurken sıkılıp bunaldınız mı?
Bunu her derste defalarca duyuyoruz.
Tüm sesler ekrandan kulaklarınıza yankılanıyor.
Öğretmenler gülen yüzleriyle ve tatlı dille tekrar tekrar anlatıyor
Dersleri bitince farklı öğretmen geliyor
Öğrenciler hep ekran karşısında
Benim gibi anneanne, babaanne veya diğer ebeveynler, yardımcılar hep odada.
Çocuk kendisi açıp kapatacak mikrofonu, biliyorlar, yapıyorlar mı? Hayır.
Ekranda görüntü donuyor, kopuyor hep sorun. Yan odadan başka derste olan ana baba abi kim varsa geliyor düzeltmeye uğraşılıyor.
Bu arada ekranda kendisine bakan çocuklar şekilden şekile girip şebeklik yapıyor, yatıyor veya kalkıp başka yerlere gidiyor.
Normal sınıfta olabilecek her türlü sorun zaten hep var;
-Karnım acıktı bir şey yiyebilir miyim, çişim geldi, kakam geldi, uyumak istiyorum ve en çok sorulan soru;
-Ders ne zaman bitecek ööretmeniiiimmm…
Ekrandan kalem tutmasını öğretmek, anlattıklarını doğru yapıp yapmadıklarını izlemek,
Her çocuğu tanımaya ve ekrana bakar hale getirmeye uğraşmak hiç kolay değil.
Haa diyeceksiniz ki okula mı gitsinler?
Hah işte zurnanın zırt dediği yere geldik.
Hangi şartlarda gidecekler?
Büyükler kendi sağlıkları için önlem almaz, hiçbir kurala uymazken çocuklar bunu başarabilir mi?
Diyelim özel okullar her türlü önlemi aldı ve kontrollü uyguladı devlet okulları ne olacak?
Normalde okula gelen öğrencilerden tuvalet kâğıdı, ıslak mendil, temizlik ürünleri vb. isteyen okullar hangi bütçe ve hangi elemanlarla sağlayacak hijyeni?
Konuşmalar, kararlar vaatler havalarda uçuyor. Önlemler deseniz bin bir çeşit…
Seçim yapmak sonunda yine ana babalara kalacak anlaşılan.
Okula gönderip sağlığını tehlikeye mi atacaksınız?
Ekran karşısında oturduğu kadar oturur, ne öğrenirse o kadar olur, sorun değil mi diyeceksiniz.
Tabi bir de, ne kadar sürerse sürsün her dersi izleyeceklerin gözleri mi gider? Tüm zamanı ekran karşısında geçtiği için stres mi yüklenir? durumu var.
Bu arada çok ender de olsa gördüğüm, derse büyük bir zevkle katılan, öğretmenin her dediğine cevap veren, hatta istenilenden fazlasını yapmaya can atan çocuklar var.
Bazıları da nasıl eğitilmişse artık hiç ekrandan ayrılmıyor.
Uyuklasa da sıkılsa da gözler ekranda, eller masada, asla sandalyeden kalkmıyorlar.
Ben öyle bir çocuğa sahip değilim. Olmayı da istemem.
Evet, ikimiz de zorlanıyoruz.
–Evine git sen, dedem gelsin o benim istediğimi yapar!
Sözleriyle torunumun sevgili ananesi olma durumum tehdit altında oluyor zaman zaman.
Allahtan çabuk geçiyor öfkesi de yerimi koruyorum neyse.
Konuşup anlaşabiliyoruz, çözüm bulmaya çalışıyoruz birlikte.
Ama insaf yahu bir sandalyede/koltukta bu kadar saat oturulup ekrana bakılır mı?
Bazen ufak ödüller, bazen tehdit, bazen de ekrana çaktırmadan sarılmalar, atıştırmalar minik kaçamaklarla idare ediyoruz.
Bizim bir elma şekercinin ardından koştuğumuz günler aklıma geldi.
Tüm çocuklar elindeki şekeri yalar, şekerci gidinceye kadar limonlu suya batırır batırır yalardı.
Muhtemelen birkaç mahalle dolaşan şekerci sayesinde hastalıklarda aynı anda ortaya çıkar ve gayet olağan karşılanırdı.
Bizimkiler gibi bazı aileler asla izin vermezdi sokak satıcılarından bir şey almamıza.
Çok ısrarcı olursak evde hızlıca elma şekerleri hatta yalancı horoz şekerleri yaparlardı.
Bende yarın elma şekeri mi yapsam mı acaba?
Hem ders sonu ödülü hem meyve hem şeker…
Yapımı da kolay.
Alt tarafı bir iki elma, 1 bardak şeker yarım bardak su. Biraz limon suyu ile varsa kırmızı gıda boyası.
Yoksa renksiz de olur. Meyve sularıyla da renklenir ki.
Şekerli suyu kaynatıp limon suyunu ekleyin. Kaynattıktan sonra ateşten alıp biraz bekleyin. Ara sıra karıştırıp soğutarak kıvamına bakın. Koyulaşmışsa tamamdır.
Yıkanıp kurulanmış elmaların ortasından çöp şiş veya uygun bir tahta çubuk batırıp sap yapın.
Sıcak şekerli karışıma batırıp çıkarın. İster yağlı kâğıda ister bir tepsiye koyup şekeri katılaşana dek bekleyin.
Hepsi bu.
Haydi derse devam… Kolaylıklar diliyorum. Sağlıkla kalın…