Prof. Dr. Bengi Başer; “durum hazin, geldiğimiz nokta ise içler acısı” diye özetliyor, Avrasya Araştırma’nın kamuoyuna açıkladığı sonuçları:
Sormuş Avrasya Araştırma halkımıza:
Koronovirüs diye bir şeyin varlığına inanmayanların oranı %11,4
Koronavirüs’ün abartıldığını düşünenlerin oranı %33,2 çıkmış.
Ama asıl şuna bakalım:
Koronavirüs’ün Türkiye’nin ekonomisini bozmak için dış güçler tarafından getirildiğini düşünenlerin oranı: %15,6.
Her yüz kişiden 15’den fazlası böyle diyor.
Dış güçler dediği kim, dünyada Corona’nın bulunmadığı ülke kalmadı, ne dış güçleri?
Neyin cahilliği, neyin kafası bu mümkün değil.
Bilim insanlarının çıldırma hallerini anlayabiliyor musunuz?
Bırakın önlemi…
Bırakın Bakan Koca’nın her gün yaptığı öğretmenvari üsluplu “maske-mesafe-tedbir” uyarılarını…
Yüz kişiden 11’i virüse inanmıyor. Yüz kişiden 15’i dış güçler diyor.
Ama ölmeye devam ediyoruz!
Halkımızın hemen her alanda yaşadığı bu akıl tutulması, Coronavirüs’te de aynı şaşkınlıkla devam ediyor.
Bakınız Dünya Sağlık Örgütü her gün yaptığı uyarı ve açıklamalarına bir yenisini ekledi.
Diyor ki DSÖ:
“Amacınızı belirleyin ve kararınızı ona göre verin, sonbahar yaklaşıyor, insanlar kapalı yerlerde daha fazla vakit geçirecek, gençlerin özensizliği ile bar-kafe-lokantalar mı açık kalsın; yoksa çocuklarınız okula mı gitsin?”
Türkiye’de vaka ve ölüm sayısı Nisan ve Mayıs aylarına döndü.
Her şey geri geldi.
Tüm emekler boşa gitmek üzere.
Çıldıran, bıkan, yorulan, çok yorulan bir sağlık camiası var, moral çöküntü içindeler…
Çalışmak zorundalar ve çalışma arkadaşları sıra sıra Covid’e yakalanıyor, hayatlarını kaybediyor.
DSÖ, salgının dünya çapında arttığına dikkat çekiyor.
Bu kötü tablo karşısında okulların tümüyle açılmasının mümkünü yokken, 1,8 ve 12.sınıflar da uzaktan öğretime dönerse şaşmayın…
Ancak Başer’in durum tespiti, gerçekten bakmamız ve endişelenmemiz gereken asıl yön.
Geldiğimiz nokta içler açısı ve durum bugünkü manzarada hazin.
Türkiye’de ölü sayısı 7 binli rakamları aştı çoktan, dünyada ise neredeyse 1 milyon kişi hayatını kaybetti.
Rakamların ortaya serdiği çıplak gerçek karşısında yüz kişiden 11’inin Coronavirüse inanmaması, 6 kişiden birinin ekonomiyi bozmak için dış güçlerin işi olarak yorumlamasını hangi mantıkla açıklayabilirsiniz ki?..
Covid 19’un vurduğu derin darbe ile pek çok ülkenin ekonomisi bozulmadı mı?..
Lakin bazıları bizim gibi derin darbe alarak yaşıyor süreci, bazıları ise güçlü ekonomilerinin karşılığı olarak daha az sarsılarak geçiriyor.
ABD’nin mevcut haline de dış güçlerin oyunu mu diyeceğiz?
Sokaktaki insanımızın bir kısmının yaşadığı bu akıl dışılığa akıl oyunları demek mümkün mü?..
Olsa olsa cehaletin bir numaralı adayı olabiliriz bu bakışla ki, hani geçenlerde Moody’s Türkiye’nin kredi notunu bir kez daha düşürdü ve görünümü de negatife çevirerek Ruanda, Tanzanya, Uganda ile aynı potaya koydu ya…
Merak ediyoruz; o ülkelerde de Corona anketi yapılsa, kaçta kaçı dış güçlerin oyunu der veya kaçı virüsün varlığına inanmadığını söyler?
Cehaletin hangi dibindeyiz?
Gerçekten hazin, gerçekten içler acısı.