Geçtiğimiz Cuma akşam saatlerinde gelmişti 6,8’lik deprem.
Acıya boğulduk soğuk kış gecesi.
Can verenler, yaralananlar, evsiz barksız kalanlar, şoka girenler, evleri oturulamaz hale gelenler…
İhmaller, ihmaller, ihmaller…
Deprem bölgelerinde bir türlü denetlenmeyen eski, hasarlı, tehlikeli binalar…
Bilindik bir şaşkınlık, korku, hüzün denizine bir kez daha düştük o gece.
Etkileri toplumsal travma olarak halen devam ediyor.
Toplumdaki normal insanların tavrıdır üzülmek, korkmak, acıyı paylaşmak, yardım etmek.
Bilim insanları ardı ardına açıklamalar yaparken adının başında Prof. unvanı bulunan ama “bilim insanı” demeye dilimizin gitmediği; “profesör” demek istemediğimiz, kısaltmasını ancak “purof” diye okuyabildiğimiz bir zat…
Daha depremin sabahında, ayın 25’i öğle saatlerinde geçmiş Twitter başına ve döktürmüş:
“Gayretullah’a dokunmak edebiyat değildir. AIDS, ebola virüsü… Avustralya, Çin Gayretullah’a dokundu azap geldi. Maazallah, biz de zinayı, livatayı yasallaştırarak, Allah’ın helal kıldığı yaşta evliliği tecavüz sayarak, mutlu yuvaları bozarak Gayretullah’a dokunmayalım. Az kaldı.”
Ne demek Gayretullah’a dokunmak önce ona bakalım: “Yaptığı iş ilahi gayreti harekete getirecek, Allah’ın gazabını üzerine çekecek bir sonuç doğurmak, Allah’ın sevmediği, hatta gazabını tahrik eden, cezasının hemen gelmesine sebep olan bir durum…”
Nasıl bir benzetme ve çarpıtma!
Bunu yazan purof!
Bilim insanı mı bu da?
Çocuk yaşta çocuklar evlensin öyle mi?.. O zaman deprem olmayacak öyle mi?..
Başka bir açıyla bakalım, purofun dediğine bakarsak aklınıza gelen ülkeleri sayın, mesela Hollanda…
Yıkılması gerek!
Brezilya okyanusa gömülmeli!
Almanya, İtalya, Ukrayna, vesaire, vesaire…
Bakış açısındaki sapkınlığı görüyor musunuz?
Geldi dolaştı depremi “Allah’ın helal kıldığı yaşta evliliği tecavüz sayarak”a bağladı, iyi mi!..
Allah akıl fikir versin.
Varsa kendisinin kız çocuğu, 9-10 yaşında evlendirecek (mi) yani öyle mi?!
İşte bu kafadaki isimlerin başında “Prof” unvanını görüyoruz ya, yanarız yanarız ona yanarız.
Yıldız Teknik gibi bir güzide üniversitenin Fen ve Edebiyat Fakültesi’nde öğretim üyesi…
İşte yükseköğrenimimizin geldiği son nokta, geleceği kuracak gençlerin başına sardığımız öğretim üyesi(!) olarak görev yapan acayip bir kafa yapısı…
Benzerleri var, sonuncu da değil.
Gelen tepkiler üzerine silmiş tweeti muhterem!
Daha önce de katıldığı bir seminerde boşanan kadınlara “hafif kadın” imasında bulunup yine tepki aldığı ortaya çıkmış.
Muhteşemlik çoktan başlamış o zaman, peki boşanan erkek nedir?
“Ağır abi” mi?
Neresinden baksanız kötü, nereden baksanız çirkin, nerden baksanız insanın vicdanını sızlatan paylaşım…
İlahiyatçı Mustafa İslamoğlu bu purofa çok sert tepki verdi ve: “Kâbe, başta deprem, afetler nedeniyle 60 kez yıkıldı. Haşa, Kâbe’de de mi zina yapılıyordu? Bunu uydurup ‘hadis’ diye pazarlayanlar, sadece Elçi’ye değil, depremzedelere de iftira ediyorlar. Çirkeflik bu!” dedi.
Diyanet bir şey dedi mi peki?
Şaşırmadığınızı biliyoruz, demedi elbet!
Demek ki çocuk yaşta evlilik mümkün değil diye deprem oluyor öyle mi?
Elazığ’ın Sivrice’si, Malatya’nın Pütürge’si cezalandı öyle mi?
“Tövbe tövbe” diyoruz. Başka da bir şey diyemiyoruz!
