14. yüzyılda Avrupa da büyük bir salgın yaşanır ve nüfusun neredeyse yüzde 75’i ölür. O salgında bakarlar ki ölmeyen yada hastalanmayan sadece romanlar… Olay araştırılır ve sebep olarak kalay bulunur. Detaya kaçmadan konunun özüne gelirsek, yemeğin en sağlıklı piştiği yer bakır kaplar oluyor. Bakır kaplar, tencereler kalaylandığında işin içine gümüş iyonu giriyor ve neredeyse tespit edilen 235 virüs siz yemeğinizi yine gümüş çatal bıçak ile yerken onları etkisiz hale getiriyor. Bugün hala birçok Yahudi kalaylanmış bakır kap ve tencere kullanıyor… İlaç sanayisinin en büyük patronu Rockefeller, ailesinin hiçbir zaman ilaç kullanmasına izin vermemiş…
Ve unutmayın gümüş iyonunu içinde barındıran tek besin cevizdir.
…
Enginar, enginar yedikten sonra üzerine su içmek genel de adettendir, ağzınız tatlanır, tatlı su içmiş gibi olursunuz. Bu bilimsel bir gerçektir de aynı zamanda… Sadece enginarda bulunan ‘SİNAR’ adlı madde, su içildiğinde açığa çıkar çünkü. Enginarın yararlarından faydalanmak için Kuzey Avrupalılar gibi hapını içmek zorunda kalmadığımıza sevinelim… Sözün özü, karaciğerdeki olası bozulmaların önüne geçen ‘SİNAR’, ülkemizde yetişen enginarlarda özellikle Cunda enginarında bol miktarda var. Size düşen bol bol tüketmek ve yemek sonrası su içmektir. Mevsimi geliyor, yemeyi unutmayın…
…
Çevrenizde kanser tedavisi gören yine bu tedaviye bağlı olarak kemoterapi tedavisi gören varsa onlara tedavi süresince “paça çorbası” içmesini söyleyin.. Netice de kemoterapi tedavisi vücuda zehir verilerek yapılıyor.. Bu süreçte yani kemoterapi tedavi süreci içinde verilen ilaçların vücudun kollajen sentezini bozma etkisi vardır. Bu nedenle bozulan kollajen sentezini yerine koyabilmek için kollajen(jöle) tüketmek gerekiyor. Ve yine kemik zedelenmesi ve kırılmalarında da kemiğin çabuk kaynaşması ve kendini toparlaması için paça çorbası içilmesi önemlidir. Bunun en doğal yolu güvendiğiniz yerden “paça çorbası” içmektir. Bunun dışında tüm dostlarıma haftada bir gün paça çorbası öneriyorum. Yine büyümekte olan çocuklarına mutlaka “paça çorbası” içirmelerini şiddetle öneririm.
…
Kantoran yağı, elinizin altında bulunsun. Yanıklara birebir etkili… Yine kas zedelenmesi ve benzeri burkulmalarda kantoran yağı ile ovduğunuzda birebir etkilidir. Kabızlık durumlarında gece yatmadan önce bir yemek kaşığı içilmesinde(sızma zeytinyağı kullanılarak yapılanı) çok etkili olduğunu göreceksiniz.
…
Bamya, bamya yemeğini, sofranızdan eksik etmeyin. Unutmayın ki, bamyanın en önemli özelliği sperm kalitesine en az %30 olumlu yönde katkı yapar. Yani sağlıklı bir erkeğin spermi içinde en az %4 hatalı sperm vardır. %4 hatalı sperm aslında yüksek bir rakamdır. Bunun anlamı özürlü veya down sendromlu çocuk demektir. Bamya, %4’ü daha aşağılara çeken özelliği ile sağlıklı nesillere çok önemli katkı yapar. Girit usulü bamya yemeği(yani fırınlanması onun sümüğünü aldığından yenmesi kolaylaştırır) bir sağlık iksiridir… Özellikle erkek çocuklarınıza bamya yemeğini sevdirin.
…
Ketencik yağı gece yatmadan önce ya da sabah aç karınla bir tatlı kaşığı ketencik yağı gerçek anlamda şifadır. Kolesterol düzenleyicisi ve yine kalbin ve damarların koruyucusu… Ketencik (camelina) yağının en önemli özelliği Omega-3 (linolenik) yağ asitleri yönünden zengin oluşudur. Omega-3 esansiyel (vücudun dışarıdan alması gereken) yağ asitlerinden biridir. Bilinen kaynakları arasında balık yağı, merada beslenen hayvanların et ve sütü, ceviz yağı ve özellikle keten yağı vardır. Ketencik tohumlarında Omega-3’ün bir formu olan ALA (alfa-linolenik asit) bulunur. Kendim düzenli olarak kullanıyorum.
…
Cumhuriyetin ilk yıllarında neredeyse milletin geleceğini yok eden “sıtma” hastalığı daha sonra yapılan çalışmalarla neredeyse yok denecek duruma getirilmiştir. Ama yine de son yıllarda ortalama yıl içinde 30 bin civarında “sıtma” vakası olmaktadır. Aklınızda bulunsun diye yazıyorum. Mevsiminde, bildiğimiz “bakla” bitkisinin yemeğini mutlaka yapın ve yiyin. Kuru bakla da olur.. “Bakla” ile “Sıtma” hastalığı arasında doğrudan direk bir ilişki vardır. “Bakla” potansiyel olarak insan sağlığını tehdit edici nitelikte zehirli madde içermesine rağmen(çiğ bakla fazla yenildiğinde) bu madde aynı zamanda alyuvarlarda “sıtma” hastalığına neden olan bir parazitin gelişimine engel olur. Dolayısıyla “bakla” yediğiniz sürece bu hastalığa yakalanma riskiniz azalır.. Aklınızda bulunsun..
Sevgi ve saygılarımla…