Geçen hafta Çanakkale deniz zaferimizin 108.nci yıldönümü idi. Tüm yurtta törenlerle kutlandı. Biz de bu haftaki sohbetimizde bu zaferimiz üzerinde konuşacağız. Önce Çanakkale Boğazının stratejik önemi üzerinde duralım. Çanakkale Boğazı dünyanın en büyük karası olan Asya kıtasının kalbine açılan bir boğazdır. Buradan geçen gemiler İstanbul Boğazından sonra Karadeniz’e ulaşırlar. Karadeniz’den Kerç Boğazı ile Azak denizine, oradan Don nehrine oradan Don-Volga kanalı ile Volga nehrine ve Volga nehrinden de Hazar Denizi’ne geçerler. Hazar Denizi Asya kıtasının içindeki en büyük göl niteliğindeki bir iç denizdir. Bu stratejik özelliğinden dolayı Çanakkale Boğazı tarih boyunca hep önemli olmuştur. Ünlü Truva savaşı da bu boğaza sahip olmak için yapılmıştır.
Osmanlılar 1362 yılında Süleyman paşanın Gelibolu’ya çıkması ile bu boğaza sahip olmuştur. Denizlerde güçlendikçe boğaz emniyette kalmıştır. Fakat donanmanın zayıfladığı dönemlerde boğaz sürekli abluka altına alınmaya çalışılmıştır.1827 yılındaki Navarin baskını ile Osmanlı donanmasını kaybetmiştir. Yeni bir donanma hazırlayayım derken dünyada buharlı zırhı gemiler ortaya çıkmıştır.1867 yılında Avrupa turuna çıkan Abdülaziz Osmanlı’ya güçlü bir zırhlı buharlı donanma kazandırmıştır. Fakat bu donanmanın Abdülaziz’in indirilmesinde rol oynaması üzerine yerine geçen 2.Abdülhamit donanmayı Haliç’e hapsetmiştir. Burada demirli kalan donanma çürümüştür. Bunun üzerine Çanakkale Boğazı kenarlarına tabyalar yapılmaya başlanmıştır. Gelecek bir tehlike karada karşılanacaktır.
1914 yılında 1.Dünya savaşı başlayınca Osmanlı Almanya yanında savaşa girmiştir. Bunun üzerine İngiliz donanması Çanakkale Boğazı önüne gelip bir boy gösterisi yapmıştır. Zaten Osmanlı ordusu 1912 yılındaki Balkan savaşından yenik çıktığından dolayı Avrupa devletleri tarafından kaale alınmamaktadır. Osmanlı Harbiye nazırlığı ise boğazı korumak için tedbirler almaktadır. Boğaz 9 kat mayın ile mayınlanır. Ayrıca boğazı savunmak için 5 tümenli 5.ordu kurulur ve komutanlığına Liman Von Sanders getirilir. Bu ordunun ihtiyat tümeni olan 19.Tümen komutanı Mustafa Kemal’dir. Tümenlerin ikisi Bolayır kıstağında, biri Seddülbahir’de, biri Kumkale’de, yedek tümende Bigalı köyünde konuşlanmıştır. İtilaf donanması 1915 yılı şubat ayında boğazın önüne gelip bombalama yapıp gitmiştir. İlk şehitlerimiz Seddülbahir’de verilmiştir. Savaş sırasında Rusya sıkıntı içindedir ve müttefiki İngiltere’den yardım ister. İngiltere hem Osmanlı’nın başkentini zapt edip onu savaş dışı bırakmak hem de müttefiki Rusya’ya yardım etmek için boğaz harekatını düzenler. İtilaf donanması mart ayında boğaz önüne gelirler. Boğazın girişini mayından temizlerler. Nusret mayın gemisi elde kalan son mayınları son anda Karanlık limana döşer. İtilaf donanması 18.Mart.1915 günü boğazı geçmek için harekete geçer. Boğazda denizden karaya, karadan denize top atışları başlar. İtilaf donanmasında yaralanan gemiler geri çekilirken Nusret’in mayınlarına çarpar ve batarlar. İtilaf donanması büyük zayiat verir. Koca Seyit vinci bozulan topuna sırtı ile mermi sürer ve Ocean zırhlısını vurur. Gemi geri çekilirken Nusret’in mayınlarından birine çarpar ve batar.
İtilaf donanması akşam üstü perişan vaziyette geri çekilir. Büyük zaferimiz kazanılır. Bu büyük savaşta boğaz komutanımız Cevat Paşa’dır. Bu büyük deniz zaferimizden sonra İtilaf devletleri 25.Nisan’da Seddülbahir ile Arıburnu’na çıkartma yaparlar ama karşılarına Arıburnu’nda Mustafa Kemal çıkar. Seddülbahir’de ise 9.Tümen karşılar. Savaş 1916 Ocak ayına kadar sürer. Çanakkale’yi geçemeyeceğini gören düşman geri çekilir ve gider. Bu büyük zaferimiz bize Kurtuluş savaşının doğal lideri olan Mustafa Kemal’i vermiştir. Çanakkale zaferi Kurtuluş savaşımızın habercisidir. Şehitlerimizin hepsini minnet ile anıyorum. Ruhları şad olsun. Saygılar.