Son söz’ü “BİZ” söyledik!..
Kulak çekmekse kulak çekmek, ders vermekse ders vermek; tercihse tercih..
Gereğini “BİZ”yaptık!..
Gerekeni “seçilenler” yani “siz” yapacaksınız..
Yok öyle “yapsınlarda görelim”..
Yok öyle hazımsızlık..
İlle de ben; ben olmazsam yoksun sen!..
Nerde kaldı “Milletin iradesi”?..
Olmuyor, olmuyor, olmuyor..
Bu bedene bu elbise uymuyor!..
Herkesi sayın, sevin, kucaklayın, dinleyin..
Ne olur ki?..
Gece boyunca kanallarda tiyatro izledik.. Devletin resmi ajansının neler yaptığını gördük.. Daha doğrusu neler yaptırıldığını.. Dünya izledi rezaleti..
BİZ’e reva mıdır bu.. Bir Allah’ın kulu çıkıp da konuşsa ya..Herkes dilsiz, herkes sağır oldu birden..
Ben olsam”Halkın özgür iradesinin sonucunu halka doğru ve yansız verin.Demokrasinin gereğini yapın”der; O müdürü de anında görevden alırım!..
İdare edenler; sandıktan çıkan sonuca;
“Saygı” duymak zorunda dır!..
Seçmen “oy” vererek ders vermiştir!..
Sonuç bana göre çok önemlidir.
İttifakmış, mittifakmış geçiniz.
Herkes her şeyi görüyor.
Herkes her şeyin farkında..
Bakın ne alaka diyebilirsiniz?..
Neden TV’lerde, yağmur yağınca, hafif bir depremde, rüzgarda fırtınada hemen İstanbul haber olur?..
18 milyon nüfusu, ekonominin merkezi, uluslararası geçiş noktası, stratejik önemi, kıtalar arası bağlantı noktası, tarihsel zenginliği ile İstanbul; Türkiye’nin mihenk taşıdır.
İstanbul ;Anadolu’dur.
Karslısı, Erzurumlusu, Sivaslısı, Urfalısı, Rizelisi, Kırşehirlisi oradadır.
Yani İstanbul;Türkiye nin kalbidir..
İşte bu nedenle önemlidir!..
Burada sandıktan çıkan sonuç;
Ankara’dan da, Adana’dan da bana göre önemlidir.
Pazarda el yakan soğanın, patatesin; mutfak da zor kaynayan tencerenin sonucu olan bir uyarıdır bu…
Yani kötü ekonomidir..
Ayrımcı nefret dilinin, sevgi diline yenilgisidir!..
Yani “sevgi iklimine” özlemdir…
Gerginlikten beslenenlere tepkidir.
Yani “germeyin bizi” demektir..
Manipülasyon gerçeğine tepkidir..
Yani “hakkımızı yedirmeyiz” demektir..
Velhasılı bu sonuç çok şey demektir…
Hani diyorlar ya…
Türkiye kazandı..
Bana göre; Türkiye, çok güzel, aslında çok da özlem duyduğu, alternatif yok ki derken bulduğu, birleştirici bir üslup, ılıman bir dil, milliyetçi, inançlı, demokrat, çağdaş bir siyasi kimlik kazandı..
Ancak böyle kimliklerin çoğalması ile demokrasi kazanır, Türkiye kazanır..
Genç bir adamın “kriz yönetimi” nasıl olur ve nasıl yapılmalıdır sorusuna verdiği yanıt sadece liderlere değil tüm “idare edenlere” örnek olmalıdır.
Sükunet, itidal, sabır, metanet ve cesaret..
Açın gençlerin önünü..
Var işte çıkıyor.. Daha kim bilir kimler var..
Atatürk bu vatanı gençlere emanet etmedi mi?..
Bu bir fırsattır.
Türkiye kazanacak!..