Herkeste bir telaş, bir ay önceden bayram temizlikleri başlar, cam çerçeve, delik dolap ne varsa elden geçer, ikramlık yemekler, ekmekler hazırlanır. Baklavalar tepsi tepsi yapılır, çocuklara ayakkabısından çorabına tam kıyafetler hazırlanır, hiç alamayanlar mutlaka yeni bir şey yapar. Çorap olur, ihtiyaç olan bir ceket, palto olur, ama mutlaka bayramda giyilecek yeni bir şeyin hevesi olur.
Yaşlı büyüklerin kartpostallarını yazmak ve postalamak da günler öncesi yapılan bir hazırlık. Son günlere kalırsa bayram tebriği zamanında ulaşamaz yoksa.
Günümüzde aynı ritüelin olması zor. Hatta mümkün değil. Zaten herkesin canı burnunda. Hepimiz biliyoruz ki artık bayramlar nefes alma fırsatı aradığımız tatiller oldu. Ailesi bir arada olanlar ile nispeten küçük yerleşim bölgelerinde oturanlar biraz daha sürdürüyorlar gelenekleri. Hatta bazı sitelerde çok güzel bayramlaşmalar oluyor. Çocuklara bayram geldiği hissettirilip büyükler de bayramı yaşıyor. ( https://www.balikesir24saat.com/bayram-teyze.html)
***
Benim çocukluk evimin bayramlarını ve eşimin evinin bayram alışkanlıklarını uzunca bir süre devam ettirdim. Bu benim için bazen çok zor olsa da şimdi gülerek hatırladığım pek çok anım oldu;
Kızım dört yaşlarındaydı ve ben Balıkesir’e yeni taşınmıştım. Evim annemin evine çok yakındı. Okulda çok yoğun çalışıyorduk. Yemek atölyesinde sürekli bir hareketlilik vardı. Evde işler çoktu. Ben arife günü bir yandan tatlı yapmaya bir yandan da çamaşır, temizlik vb. evin işlerini bitirmeye çalışıyordum. O arada annem uğradı.
-Sen na’pıyorsun daha işleri neden bitirmedin? İkindi olacak melekler inmeye başladı diye söylenince
–Anne bak salonu temizledim, ben bu taraftaki işleri bitirene kadar orada otursunlar, tatlılar da hazırlanıyor.
Dedim. Annemin bakışını hiç unutmam. Arife öğleden sonraya hiçbir iş kalmamalıydı.
Isparta’da da ilk bayramımda giyinip süslenmiş çıkmıştım odamdan. Herkes bir tuhaf bakınca bayramlaşmanın yemekten sonra olacağını öğrendim. O zamana kadar evin rutin kahvaltısı oluyormuş. (Tek fark herkes aynı yer sofrasında ve kahvaltı sonu özel bir koca tepsi baklava tepsiyle ortaya geliyordu.) Yedi erkek, yedi gelin ve çoluk çocuk hepimiz ata evinde toplanırdık. Bana
-Git baklavayı getir,
dediklerinde ben gayet rahat mutfakta servis tabakları ararken içerde gülüşmeler oldu.
-Gelin altında kaldı tepsinin, yürü bak karına dediler eşime.
Meğerse koca bakır tepsiyi nasıl getireceğimi düşündüğümü sanmışlar. Al gel diye şaka yapıyorlarmış. Eğer ben tabaklayıp getirebilseydim asıl şaka onlara olacaktı. Çünkü en büyük keyif, yerken tepside kim ortaya en çabuk gelebilir eğlencesiymiş.
***
Şimdilerde herkes kendi bayramını yaşıyor.
Herkes değilse bile çok kişi için bayram artık bayram değil.
Hastalar, parasızlar, dertliler hep var, her zaman da olduğu gibi…
Kiminin evlatları, kiminin ailesi tümden yok oldu,
Bazılarının ziyaret edecek mezarı bile yok.
Ama acıyan yer ayrı, acıkan yer ayrı, onların sınavı bitti gittiler, derler eskiler.
Yaşayanlar, nefes alanlar sizler yaşıyorsunuz her şeye rağmen.
Kaybettiklerimize, yanımızda olamayanlara değil, bize ihtiyaç duyanlara bakıp yaşamalıyız…
Kimi insan elindeki, yanındaki canların kıymetini bilmeden,
Kimileri hep hayallerinin peşinde an’ı yaşayamadan yaşıyor.
***
Günler geçiyor ve bayramlar geliyor ya, işte o zaman size ne geliyor?
Hiç tanımadığınız, normalde mahallenizden geçmeyen ama çöpçünüz, davulcunuz, esnafınız olduğunu söyleyen insanlar mı?
Bayramda elini öpmeye geldik diyen hiiiç tanımadığınız harçlık olarak para isteyen çocuklar mı?
Sıradan bayram mesajları, videolar mı?
Herkesin elinde telefon, bayram mesajı atıyor topluca;
Ruhsuz, sevgi özlem mesajları dolu sevgisiz, klişe…
Kopyala yapıştır. Bayram kutla…
Benim için değil, bir alo değil, seni özlediğim için unutmadığım için yazıyorum, iyi ki varsın seni seviyorum diyen içinizi ısıtan mesajlar değil…
Bayram mesajı bayramda yazılır. Tebrik kartı değil ki bu önceden yazasında gününde ulaşsın.
Bayramdan önce Arife gelir. Kaybettiklerimize dualarla selam gönderir, mezar ziyareti yapar, hayırla anarız. Bayram günü özeldir. El öpülecekse öpülür, tebrik yazılacaksa yazılır.
Bugün bayram mı? Bayramsa kutlu ve mutlu olsun bayramınız.
Sağlıkla kalalım ve nice güzel bayramlara erelim. Âmin. Çok âmin…