Yok Ay değil, Güneş de değil tutulan… Tutulmasınlar onlar zaten…
Vatandaş paranoya halinde her gök hareketini de depreme bağlama modunda, aman onlar dursun durdukları yerde, mümkünse gel-git etkisi bile olmasın.
Asrın tutulması akıl.
Hangi birini takip edebileceğimizin imkanı da sınırı da kalmadı.
Akıl tutulmasının zirve üstüne zirve yaptığı yıllardan geçiyoruz.
“Rahmetin zahmeti de olur”
“15 kişi öldü ama toprak suya doydu”
“Köprüden zarar ettik ama hava temizlendi”
“Asrın yağmuru yağdı biz ne yapabilirdik”
**
Kızılay afet zamanı çadır satar (Okuduğunu anlamayanlar da çıkıyor arada, altını çizelim afet zamanı, afet zamanı, afet zamanı, afet zamanı…..)
Yurtdışından gelen çadırlara logo basılır. (Afette reklam önemli çünkü!)
Yabancı ekiplere baskı yapılır, bir kısmı operasyonlarını erken bitirme kararı alır. (Yardımda bile siyaset, tarifi imkansız ayıp)
Bir partinin açtığı aşevinin yeri değiştirilir… (Çok elzemdir çünkü yer değişikliği!)
Başka bir partinin aşevi kapatılır.
AFAD, İskenderun’da gönüllülerin çadırlarını kaldırır.
İBB tarafından kurulan çocuk parkı sökülmek istenir.
Bağış gecesinde bağışlanan paraların önemli bir kısmının yatırılmadığı açıklanır.
İşin garip olan kısmı açıklanan rakamlara bakılırsa kamu kurumlarının da sözünü tam tutmadığı anlaşılır.
Daha garibi ise zaten kamunun kendi kendine neden bağış yaptığı noktasıdır.
Sonu arkası yok…
Akıl tutulması…
En bulaşıcı hastalıktan beter şekilde tutulma hali yayılıyor.
Bakın rahmet ve mağfiret ayı Ramazan’a girdik.
Fitre, zekat, iyilik, yardım, iftar….
Bilboardlarda yine otellerin lüks iftar menü reklamları…
Dağların arkasında ise deprem acısı…
Eskiden fitre ve zekat deyince de insanın aklına Kızılay gelirdi.
Merhamet, yardım, iyilik gelirdi aklımıza Kızılay’la.
Şimdi?..
Kızılay’a güven dip.
18 Mart’ta da Atatürk’ü anmayan Diyanet’e tepki çok.
Beyinlerimize sigorta taksak onlarcası yanmıştı bir iki ay içinde.
Dayanılır gibi değil hallerimiz.
Şaka mı yapıyorlar, kafa mı buluyorlar, bilinçli mi oynuyorlar?…
Ahmet Özal diyor ki, yüzde 20’lerde oyumuz var.
Muharrem İnce diyor ki, yüzde 60 ile seçileceğim.
Türk bayrağının adı değişsin diyen ittifaka giriyor.
Aile ve kadını koruyan yasaya sahip çıkan iktidarın kadın vekilleri bile trolleniyor..
Gerçekten bilimsel olarak incelenmeli Türkiye.
Siyaset açısından, idare açısından, kamu kurumları ve liyakat açısından.
Bekir Ağırdır, ki sakin ve olgundur ziyadesiyle, tüm bu olup bitenler karşısında artık bu saçmalıkların “bilinçli olarak yapıldığının, her şeyin, her akıl almaz söylemin iradi olarak söylendiğine ilişkin inancının oluştuğunu” söyledi.
Açıklanamaz haldeyiz çünkü.
Nereden baksan dökülüyoruz…
Tek gerçek bu, acı, çok acı da olsa!
