14 Mayıs Çiftçiler Günü ve Anneler Günü. Her iki gün de kutlu olsun. Bu haftaki sohbet konumuz bu iki gün üzerine olacaktır. Her iki günde birbirine bağlıdır.
Önce Çiftçiler Günü’nden başlayalım. Dünyada her canlı beslenerek yaşar. Besin zincirinin ilk halkası ise bitkilerdir. İnorganik toprağı organik hale getirirler. Bitkilerle beslenen hayvanlar ve otçul hayvanlarla beslenen etçil hayvanlar ve kalan leşlerle beslenen çöpçüler vardır. İnsan hem bitkiler hem et ile beslenen bir canlıdır.
Bundan dolayı taş devrinde insanların ilk ekonomik uğraşları avcılık ve toplayıcılık olmuştur. Cilalı taş devrinde toplayıcılık ile uğraşan kadınlar topladıkları bitkileri yetiştirmeye başlayınca tarım başlamıştır. Tarımın başlaması ile yerleşik hayatta başlamış ve uygarlık oluşmuştur. Tarım toplumsal yapıyı oluşturmuştur. Tarım aletlerinin gelişmesi ise tarımsal üretimi arttırmıştır. Tarımsal üretimin artması ise el sanatları ile ticareti geliştirmiştir. Yani tarım uygarlığın motorudur. Bu tarımsal yapı yüzyıllar boyu sürmüştür.
Osmanlı’da tarım devletin kontrolündedir. Topraklar devletindir. Onun üzerinde reaya denilen köylüler yaşar. Ürettiklerini Tımar sahibine verirler. 19. yüzyıl içinde Avrupa’da sanayi devrimi ile tarımda da büyük gelişmeler olmuş ve üretim artmıştır. Osmanlı’da buna ayak uydurabilmek için Çitleme Kanunu’nu çıkarmıştır. Bu kanunla kullanım amaçlı üretimden değişim amaçlı üretime geçilmiştir.1858 yılında Arazi Kanunnamesi çıkarılmıştır.1864 yılında çıkarılan Vilayet Kanunnamesi ile ilk defa özel mülkiyet belgesi olan tapu verilmiştir. Üretimi arttırmak için 1880-1886 arası Aşar Vergisi kaldırılmıştır.
Osmanlı 19. yüzyıl sonu ile 20. yüzyıl başında tarımı geliştirmek için ziraat mektepleri açmaya başlamıştır. Kurtuluş savaşı bu ortamda yapılmış ve Cumhuriyet kurulmuştur. Cumhuriyet kurulduktan sonra ilk yapılan iş tarımı geliştirmek olmuştur. Tarımda pulluk kullanılmaya başlanmış ve gerekli kurumlar oluşturulmuştur. Köylülere kaliteli tohum ve örnek çiftçilik için Devlet Üretme Çiftlikleri kurulmuştur. Ayrıca pek çok kooperatif kurulmuş ve kooperatifleşme teşvik edilmiştir. Atatürk tarımla uğraşan köylü için “Köylü milletin efendisidir” demiştir.
1940 yılında köylünün kalkınması için Köy Enstitüleri kurulmuştur. Köy enstitülerinden yetişen öğretmenler köylüyü daha verimli hale getireceklerdir. 2. Dünya Savaşı’ndan sonra dünyada büyük bir tarımsal ürün açığı baş göstermiştir. Bunu önlemek için 14 Mayıs 1946 tarihinde uluslararası Tarım Üreticileri Federasyonu kurulmuştur. (IFAB)
Türkiye Ziraat Odaları Birliği bu kuruluşa üyedir.1984 yılında Hindistan’daki toplantıda bu günün Çiftçiler Günü olarak kutlanmasına karar verilmiştir. O yıldan beri bu gün Çiftçiler Günü olarak kutlanmaktadır.
VE ANNELER GÜNÜ
Aynı gün ayrıca Anneler Günü olarak kutlanmaktadır. Mayıs ayı ana tanrıça Ma’nın ayıdır. Doğa ananın doğum yaptığı aydır. Geçen haftaki Hıdrellez yazımızda bu konuyu anlatmıştık. Dolayısı ile Mayıs ayı Doğa Ana’nın ayıdır. Bu ayda Doğa Ana’nın gününün kutlanması eskiden beri yapılmaktadır. Doğa Ana ise tarımla istenilen ürünleri vermektedir. Anneler günü ile Çiftçiler Günü’nün aynı gün olması çok uyumlu olmuştur. Köy enstitülerinin Ziraat Marşı vardır. Şöyledir:
Sürer eker biçeriz güvenip ötesine
Milletin her kazancı milletin kesesine
Toplandık has çiftçinin Atatürk’ün sesine
Toprakla savaş için ziraat cephesine
Biz ulusal varlığın temeliyiz köküyüz
Biz yurdun öz sahibi efendisi köylüyüz
İnsanı insan eden ilkin bu soy bu toprak
En yeni aletlerle en içten çalışarak
Türk için yine yakın dünyaya örnek olmak
Kafa dinç el nasır gönül rahat alın ak
Biz ulusal varlığın temeliyiz köküyüz
Biz yurdun öz sahibi efendisi köylüyüz
Kuracağız öz yurtta dirliği düzenliği
Yıkıyor engelleri ulus egemenliği
Görsün köyler bolluğu rahatlığı şenliği
Bizim o yenilmek bilmeyen Türk benliği
Biz ulusal varlığın temeliyiz köküyüz
Biz yurdun öz sahibi efendisi köylüyüz
14.Mayıs.2023
Sinan Kahyaoğlu